Buradasınız
Home > Güncel > “Madeni yağ sektörü otomotiv ve sanayideki açığı tarımla kapattı!”

“Madeni yağ sektörü otomotiv ve sanayideki açığı tarımla kapattı!”

CARMEDYA.COM – Dünyanın önde gelen madeni yağ üreticilerinden Petronas’ın Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, madeni yağ sektörünü ve Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) süreciyle birlikte yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Sektörle birlikte Petronas Türkiye’nin de pazar analizi, beklenti ve hedeflerini paylaşan Işıldak, madeni yağ sektörü için asıl toparlanma sürecinin son çeyrekle birlikte gerçekleşmesini öngördüğünü belirtti.

Burak Işıldak yaptığı açıklamada, “2020 yılının ilk çeyreğinde madeni yağ sektörü büyüyemedi. Yılın altı aylık döneminde ise, geçen yıla göre yüzde 35’lik küçülme olacağı yönünde tahminlerimiz var. Petronas olarak bizler, 2018 yılında yaşanan kurdaki dalgalanmanın ardından 2019 yılını basamak olarak görmüştük. Bu kapsamda, geçtiğimiz yıl hem kendi stoklarımızı hem de distribütörlerimizin stoklarını etkili bir şekilde yönetmeye ve maliyetlerimizi kontrol altında tutmaya odaklandık. 2020 yılı başından itibaren ise planladığımız üzere çok önemli bir sıçrama yaşadık. 2020 yılının Ocak ve Şubat ayları, Petronas olarak Türkiye tarihimizin en yüksek Ocak-Şubat dönemiydi. Bir önceki seneye göre satışlarımızı hacim olarak yüzde 40’ın üzerinde artırdık” diye konuştu.

“Otomotiv ve endüstrideki açığı tarım kapattı”

Dünyayı sarsan pandeminin ilk etkilerini Şubat aylarında hissetmeye başladıklarını belirten Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, “Mart, önceden alınan siparişlerin sevkleri nedeniyle çok kötü geçmedi; böylece ilk çeyreği Petronas olarak planladığımız şekilde tamamladık. Nisan’da ise her şey kapandı. Daha önce hiç karşılaşmadığımız bir durumu deneyimledik. Petronas, Türkiye’de otomotiv, endüstriyel ve tarım alanında önemli ürünler sağlıyor. Nisan’da üretimin durması otomotiv ve endüstriyel tarafı kötü etkiledi. Türkiye’de yakın çalıştığımız ve ilk dolum yağlarını tedarik ettiğimiz irili ufaklı çok sayıda araç ve ekipman üreticisi (OEM) var, bunların üretimleri doğal olarak durdu. Sanayi yağlarında da, sektörüne göre daha az miktarda üretim olması ve yer yer üretimin durması nedeniyle önemli bir daralma oldu. Fakat, tarım hiç durmadı ve tersine artış gösterdi. Çünkü, evlere kapandık ve doğal olarak gıda ihtiyacımız arttı. Çiftçi, pandemi sürecinde traktörüne daha fazla önem verdi. Daha çok çalıştı. Bunun sonucunda, otomotiv ve endüstriyel tarafta yaşanan boşluğu sezonsal avantajının da etkisiyle tarımla kapattık. Tarım alanındaki madeni yağ markamız Petronas Ambra’nın satışları Ocak- Nisan döneminde yüzde 16 arttı” dedi.

“Kolonya talebi nedeniyle cam suyu üretemedik”

Covid-19 salgını nedeniyle bazı ürünlerin tedariğinde sıkınıtılar yaşadıklarını da dile getiren Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak sözlerine şu şekilde devam etti: “Otomotivde ilk dolum yağı sağlayıcısı olarak Türkiye’de birçok OEM ile işbirliği içerisindeyiz. Burada üretilen araç ve ekipmanların ilk dolum yağlarını veriyoruz. İlk dolum derken sadece motor yağı değil; motor yağıyla beraber, şanzıman yağları, gresler, radyatör soğutma sıvısı ve cam suyunun da tedariğini sağlıyoruz.

Pandemi döneminde ilginç bir şey daha oldu ve bu dönemde cam suyu tedariğinde ciddi sıkıntılar yaşadık. Bizim cam suyu formülasyonumuz AB ile uyumlu olarak etil alkol içeriyor. Pandemi nedeniyle etil alkolün kullanıldığı dezenfektan ve kolonya gibi ürünlere olan talep patlaması etil alkole olan talepte de çok ciddi bir artış yarattı. Etil alkol, ton başına1,100 USD’den 6,000 USD’ye kadar sıçradı. Hatta 6,000 USD’lik fiyatı kabul etseniz dahi, etil alkolü bulamadığımız zamanlar oldu.”

“Türkiye’de yatırım için fırsatları kolluyoruz”

Madeni yağ sektörünün Eylül ayından itibaren sene başındaki performansına dönebileceğini aktaran Burak Işıldak, Türkiye’deki üretim ve ihracat hacimlerinin her geçen gün arttığına da dikkat çekti. Işıldak, “Sektörümüzün sezonsal dalgalanmaları ve buna bağlı olarak satış hacmi açısından daha iyi olduğu dönemler vardır. Tarım sektörünün hızlanmaya başladığı, okulların açıldığı, insanların yazlıklarından geri dönüş yaptığı, arçların kış bakımlarının yapıldığı Eylül-Ekim-Kasım dönemi bizim için verimli bir dönemdir. Petronas olarak planlarımız ve beklentilerimiz bu 3 ayda, Ocak ve Şubat’taki gibi şimdiye kadarki en iyi Eylül, Ekim ve Kasım’larımızı yaşamaktır. Gönlümden geçen de budur, planlarımızı da buna göre yapıyoruz. Çalışan çıkarmayı düşünmüyor, tüm ekibimizi koruyoruz. Büyük şirket olmanın bir sorumluluğu ve özelliği de budur. 2-3 ayda yıkılacak bir şirket değiliz ve bu krizi de büyümek için bir fırsat olarak görüyoruz. Haziran, Temmuz aylarını iyi değerlendirip sahadan gelen tepkilere hızlı cevap verip, Eylül’den itibaren tekrar rekorlar kırmaya devam etmeyi istiyoruz” dedi.

Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak bir soru üzerine, “Petronas olarak 27 senedir Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz ve Türkiye ile birlikte 12 ülkeden daha sorumluyuz. Buradaki üretimimiz 27 yılda toplam hacmimizin yüzde 65’i seviyelerine ulaştı. 6 sene önce ivme kazandırdığımız ihracatta ise rakamlarımız çok yüksek seviyelere çıktı. Artık, Türkiye’deki bir yatırımın bölge için stratejik olarak önemli olacağına inanıyoruz. Bunu yaparken sadece Türkiye pazarını değil, Balkanlar, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri de içine alan coğrafyadaki hacmi kapsayacak şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Dolayısıyla fırsatları kollama aşamasındayız” ifadelerini kullandı.

“Petrol düştü baz yağ düşmedi”

Petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak sektörde yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, “Dünyada petrol fiyatları bir anda çakıldı. Bu durum, haliyle madeni yağlarda da fiyatların azalmasına yönelik bir beklentiye yol açtı. Ancak durum pek de beklenildiği gibi olmadı. Çünkü, petrol fiyatları düşüyor fakat baz yağların fiyatları, bazyağın cinsine bağlı olarak ya düşmüyor ya da petrolle aynı oranda düşmüyor. Euro veya Dolar bazında sabit kalan veya çok az düşen ithal bazyağ fiyatları, dövizde yaşanan artış nedeniyle TL olarak artmış oldu. Maliyetlerimiz, yılın ilk 5 ayında katık paketine bağlı olarak; yüzde 12 ila 20 arasında arttı.

Bununla birlikte Türkiye’de üretilmekte olan Grup I sınıfı bazyağları ile üretebildiğimiz ürünlerde, maliyet artışı yine katık paketine bağlı olarak çok daha az oldu; keşke her ürünü Grup I bazyağları ile üretebilsek veya Grup II ve III gibi bazyağları ve hatta maliyetlerimizde çok önemli bir etken olan katıklar da ülkemizde üretilebilse de bizim de sektör olarak ithal girdiye bağımlılığımız azalsa. Petrol fiyatlarıyla bazyağ fiyatlarının dolayısıyla bizim maliyetlerimizin birbirine paralel gitmemesini biz de sahada anlatmakta zorlanıyoruz” açıklamasını yaptı.

“Petronas, dijitale yatırımın meyvelerini salgın döneminde topladı”

Petronas’ın küresel ölçekte teknolojiye yaptığı önemli yatırımlar sayesinde pandemi sürecine kolay bir şekilde adapte olduğunu aktaran Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, “Dijitalleşmeyi 4-5 senedir giderek artan yoğunlukta kullanıyoruz. Sadece iletişim olarak değil, pazarlama olarak da dijitalleşmeden faydalanıyoruz.

Bu kapsamda, Petronas ve Petronas Lubricants International’ın yaptığı yatırımların meyvesini pandemi döneminde almış olduk. Örneğin biz, sadece bir günde uzaktan çalışma düzenine geçtik ve tüm çalışanlarımız evinden çalışma kabiliyetine sahipti. Türkiye’de faaliyetlerimizi asla durdurmadan uzaktan çalışma ve dönüşümlü çalışma sistemleriyle işimizi devam ettirdik.

Covid-19 süreciyle dijitalleşme artık daha da önemli olacak. Bundan sonra da altyapısı kurulu olan sistemi daha çok kullanacağız. Çünkü, zaman ve maliyetlerden ciddi tasarruflar ediliyor. Ayrıca, tüm eğitimlerimizi de dijital üzerinden aktarmaya başladık; güzel ülkemizin her yerinden müşterilerimiz, distributörlerimiz bu eğitimlere canlı olarak katıldılar. Hem eğitimlerden çok verim aldık hem de müşterilerimizle, çalışanlarımızla, ağımızla temas kurmaya devam etmiş olduk” diye konuştu.

Burak Işıldak – Petronas Türkiye Genel Müdürü

Petronas Türkiye Genel Müdürü Burak Işıldak, kapsamlı değerlendirme sonrasında dijital buluşmada otomotiv basınının sorularını da cevapladı…

Sektörün dışa bağımlılığını azaltmak için ne öneriniz olur?

“Türkiye’de baz yağ üreten tek rafineri var ve sadece Grup I sınıfı baz yağ üretiliyor, Grup II ve Grup III sınıfı yağları da üretebilecek bir rafineri tesisi dışa bağımlılığı ciddi oranda azaltır, tabi bunun çok yüksek bir yatırım gerektirdiğini belirtmek lazım. Madeni yağ üretiminde diğer bir ana girdi ise katıklar. Bu katıkları da dünyada katık üretimi alanında uzmanlaşmış birkaç şirket gerçekleştirebiliyor. Çok ciddi miktarda sermaye ve teknoloji yoğun bir sektör.

Petronas olarak 27 senedir Türkiye’de faaliyet gösteriyoruz. Geldiğimiz günden itibaren, kısmen burada üretim yaptırıyoruz, kısmen yurtdışından getirtiyoruz. Sektör olarak bahsettiğim nedenlerden ötürü ithalata bağımlıyız. Hammadedin tamamını yurtdışından ithal edip, burada harmanlamak bazen bitmiş ürün getirmekle karşılaştırıldığında büyük bir avantaj yaratmıyor. Avrupa genelinde İtalya’da iki, İspanya’da, Belçika’da birer fabrikalarımız var. Bazı ürün gruplarımızı da burada, Türkiye’de harmanlıyoruz.

Zaman içerisinde Türkiye’deki üretimimiz giderek arttı. Toplam iş hacmimizin yüzde 65’ine ulaştı. Yerlileştirmek için özel olarak uğraşıyoruz. Bunun için de bir yatırım arayışımız var. Türkiye ekibi olarak aynı zamanda 10 ülkeden de sorumluyuz. 5 sene önce başladığımız ihracat rakamlarımız çok yüksek seviyelere kadar çıktı. Türkiye’deki bir yatırımın stratejik olarak önemli olacağına inanıyoruz.

Hızlı ve pratik kararlar aldık. Şirketin merkezi Malezya’da. Malezya derhal home office getirdi tüm global ağını. Şirketi A,B ve C olarak üçe ayırdık. Örneğin C ekibi evinden hiç çıkmadı, A ve B ekibi de dönüşümlü olarak çalıştı. Çok az sayıda çalışanlar işlerimizi sürdürdük. Eve geçmemizle aslında tüm çalışanlarımız “Yeni Normal” e hızla uyum sağlayarak çok verimli olmaya başladı.”

Önümüzdeki 6 ay beklentileri almadan önce, Hazirandaki normalleşmeyle birlikte madeni yağ sektörü nasıl hareketlenir? Canlanma hissediyor musunuz?

“Covid sürecinde ancak öngörüde bulunabiliriz. Sektörümüzün sezonsal dalgalanmaları ve buna bağlı olarak satışların daha iyi olduğu dönemler vardır. Tarım sektörünün hızlanmaya başladığı, okulların açıldığı, insanların yazlıklarından döndüğü Eylül-Ekim-Kasım dönemi bizim için oldukça hareketli bir dönemdir. Planlarımız ve beklentilerimiz bu 3 ayda, Ocak ve Şubat’taki gibi şimdiye kadarki en iyi Eylül, Ekim ve Kasım’larımızı yaşamaktır. Gönlümden geçen de budur ve dolayısıyla çalışan çıkarmayı düşünmüyor, tüm ekibimizi koruyoruz. Büyük şirket olmanın bir sorumluluğu ve özelliği de budur. 2-3 ayda yıkılacak bir şirket değiliz ve büyümek için bir fırsat olarak görüyoruz. Haziran – Temmuz aylarını iyi değerlendirip sahadan gelen tepkilere hızlı cevap verip, Eylül’den itibaren tekrar rekorlar kırmaya devam etmeyi istiyoruz.”

Ürünlerinizi akaryakıt istasyonlarında elde etmek mümkün mü?

“Biz akaryakıt istasyonlarında yağ satmıyoruz. Genel olarak da akaryakıt istasyonlarında satılan madeni yağlar pazarın çok büyük bir kısmını kapsamıyor. Eğer siz bir tüketici olarak aracınızın yağını değiştirmek istiyorsanız, bir yetkili servise, sanayi sitelerindeki özel servislere ya da yedek parça ağına ya da gidip yağınızı alabiliyor ve değişim hizmetini de yine bu noktalardan alıyorsunuz. Biz de Petronas olarak Türkiye’deki yerleşik 17 otomotiv distribütörümüz ve 4 endüstriyel bayimizle ürünlerimizi tüketicilerimize ulaştırmaya çalışıyoruz. Direkt satış ekibimiz ise; yetkili servislerle, büyük filolarla ve key account dediğimiz büyük müşterilerle çalışıyor.”

Ana firmalara markaları ile yağ üretiyor musunuz?

“Kendi markamızla pazarda olmaya önem veriyoruz. Diğer markaların yağlarını üretmekten daha çok kendi markamızı ön plana çıkarmaya gayret ediyoruz. Eğer çok özel olarak Petronas’a katkı sağlayacak bir ana firma olursa ve bu işbirliği hem nihai tüketici, hem de her iki taraf için de değer yaratma potansiyeli taşıyorsa, o zaman bu seçeneği ticari olarak uyguluyoruz.”

İlk 2 ay madeni yağ uçtu dediniz, sektör ne kadar büyüdü? İlk 5 ayda küçüldü mü? Petrol fiyatları düştü ama kur yükseldi. Madeni yağ fiyatları ne oldu?

“Sektörümüzde istatistik yayınlayan ve bir çoğumuzun üye olduğu kuruluş olan PETDER var. Sektör açısından ana veri paylaşımı PETDER tarafından gerçekleştiriliyor. Bizler de bu verileri temel alan analizlerle değerlendirmelerimizi daha sağlıklı yapabiliyoruz. İlk 3 ayda geçen seneye oranla sektörün büyümediğini gözlemliyoruz. Biz büyüdüğümüze göre, pazar payımızı artırmış olarak kabul ediyoruz. Pazar, Nisan itibarıyla önemli ölçüde küçüldü. Bizim tahminimiz ilk çeyreğin haricinde ikinci çeyrekte %60’lara varan bir küçülmedir. İlk çeyreği de beraberinde düşünürsek, yılbaşından bu yana da minimum %35 küçülme gözlemliyoruz. Ama dediğim gibi bu istatistiki bilgiden ziyade, eğtimli bir tahmin olarak nitelendirilebilecek ve yılların birikimiyle yaptığım bir öngörüdür.

Petrol fiyatları düşüşünden bağımsız bir seyir izleyen bazyağ fiyatları var. Çok ilginç bir şekilde bazyağ fiyatları petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan etkilenmedi. Madeni yağ fiyatları da, tüm dünyada petrolün düşmesinden etkilenmeyerek sabit kaldı. Euro bazında sabit kalan fiyatlar, Euro veya Dolar artınca ülkemiz açısından farklı etkilere neden oldu.

Maliyetlerimiz, yılın ilk 5 ayında geçen seneye göre %12 ile %20 arasında katık paketine bağlı olarak arttı. Bununla birlikte Türkiye’deki bazyağ ile ürettiğimiz ürünlerde, artış bu kadar olmadı. Biraz önce bahsettim gibi, yerlileştirme girişimlerimizle üretimini ülkemizde gerçekleştirdiğimiz ürünlerde maliyet avantajımızı koruduk. Petrol fiyatlarıyla bazyağ fiyatlarının birbirine paralel gitmemesini biz de sahada anlatmakta zorlanıyoruz. Petrol fiyatı düştü sizin yağ neden arttı diyorlar. Bunları da size izah ettiğimiz gibi açıklamaya gayret ediyoruz. Kolay olmadığını içtenlikle itiraf etmem gerekir.”

Yatırım arayışı içerisindeyiz dediniz. Bunu açmanızı rica edeceğim. Bir de konut sektörü ve taşıtlara yönelik geçtiğimiz günlerde güzel bir kredi paketi açıklandı. Bu, gerek inşaat sektörünü gerek taşıt ayağını biraz hareketlendirir. Buna yönelik nasıl bir vizyon çiziyorsunuz?

“Önce yatırımla başlayayım. Buradaki kapasitemizi büyütmek istiyoruz ve bunun için de bir yatırım yapmalıyız. Bu, satın alma şeklinde de olabilir, sıfırdan faaliyet kurmak şeklinde de olabilir. Bunu yaparken de sadece Türkiye pazarını değil, Balkanlar, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerini de içine alan coğrafyadaki pazar hacmini düşünerek gerçekleştirmek istiyoruz. Dolayısıyla fırsatları kollama aşamasındayız.

Konut ve taşıt kredileri ise mutlaka ekonomiyi canlandıracaktır. Fakat sektör olarak bizi, stoklardaki konutların satılmasından daha çok yeni konut yapılması ilgilendirir. Ortaya çıkacak olan hafriyat ortamında iş makineleri ve kamyonlara yağ tedariği sağlıyoruz. Yine konut inşasında kullanılacak demirlerin veya fayans ürünlerinin üretildiği fabrikalara yağ tedarik ediyoruz.”

Türkiye’de herhalde ilk dolum yağlarını burada üretiyorsunuz ama genel olarak Türkiye’de hangi ürünler çıkıyor? Hangileri yerli üretiliyor biraz bilgi verebilir misiniz?

“Burada Grup I sınıfı baz yağıyla harmanlanan ürünler üretiliyor. Ne kadarınız biliyor veya bilmiyor ama şöyle söyleyeyim: Dizel yağlardan örneklemek gerekirse, “SAE 20W-50” ve “SAE 15W-40” spesifikasyonlarında ürünler burada üretiliyor. Binek araç grubu için “SAE 10W-40”’a kadar spesifkasyonları taşıyan ürünler burada üretiliyor. Sanayi yağlarında da hidrolikler, mineral dişli grubunu buradaki baz yağıyla üretebiliyoruz.

İşin içine sentetik girdiği zaman, baz yağının ithal olması gerekiyor. Yine de ithal bazyağıyla burada üretebildiğimiz ürünler var. “SAE 5W-30” gurubu ürünlerin bir kısmını da burada üretebiliyoruz. Ama bazyağ kategorisi açısından GrupI’deki kadar büyük bir avantaj sağlamıyor. Bununla birlikte ithal bazyağıyla kullanarak bile olsa, burada ürün üretmeye gayret ediyoruz.

Kimi ürünler için talep, üretimi burada gerçekleştirmek için gerekli minimum üretim miktarlarını sağlayacak büyüklükte bir potansiyel sergilemiyor. Örneğin “SAE 0W-20” spefisifikasyonlarında bir dizel motor yağımızın, Türkiye’de satış oranı o kadar yüksek değil. Bu ürünün hitap ettiği kamyon ve çekici araç parkı henüz çok küçük. Dolayısıyla burada banta sokmaktansa, İtalya’da bütün Avrupa için üretilen bitmiş ürünü almak daha ekonomik bir çözüm oluyor.”

Türkiye’de tam sentetik üretmek için baz yağ üretimi yok mu?

“Maalesef henüz yok. Türkiye’de sadece Grup I sınıfı baz yağ üretiliyor; sadece Tüpraş rafinerisinde. Sadece mineralden yürüyebiliyoruz. SN 150 baz yağımız var Türkiye’de üretilen. Light ve Heavy Neutral var. Bunlarla birlikte motor ve şanzıman yağlarında da belirli bir kategoriye kadar, veya konuştuğumuz dille mineral baz yağıyla elde edilen ürünler üretebiliyorsunuz. Yarı/kısmi sentetik ve tam sentetiğe geçmek istediğiniz zaman fırsat elvermiyor.”

Madeni yağ dünyası olarak bir sorumuz var; genel olarak Asya ile işler ne durumda, Çin özelinde gelecek stratejiler ne olur?

“Bizim Çin’de Petronas Lubricants olarak hem üretim, hem dağıtım/pazarlama faaliyetimiz var. Şirketimizin genel merkezi de zaten Malezya’dır. Dolayısıyla Asya, Güney Asya ve Çin’de oldukça etkili bir şirketiz. Şirket, büyümenin de büyük bir kısmını burada gerçekleştiriyor. Çünkü pazar Asya-Pasifik bölgesinde çok hızlı büyüyor ve biz de PLI (Petronas Lubricants International) olarak bu durumu dikkate alacak şekilde pozisyon aldık. Fakat onlardan Çin’deki ya da Malezya’daki firmadan mal almak veya mal satmak gibi bir iletişim içerisinde değiliz. Biz Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı sınırları içerisine alan EMEA bölgesine bağlıyız. Bu bölgenin de merkezi İtalya-Torino’da.

Benim gördüğüm Çin Covid’i hepimizen daha önce atlattı. Orada başladı ama bizim için ilk başlarda Çin virüsüydü. Çin’deki tedarikçiler mal alamazlarsa, mal gönderemezlerse diye özellikle otomotiv sektöründe bir endişe vardı. Wuhan otomotiv sektörüne ara mal satan önemli bir üretim merkezi. Nihai olarak onlar hepimizden önce atlattılar. Şimdi artık Avrupa, sonra da Latin Amerika ve Amerika’ya doğru giden bir durum. Çin üretime de başladı. Çin genelinde konuşursak, Covid sonrasında en hızlı toparlanan bu bağlamda Çin olacak gibi görünüyor.”

Salgın sürecinde birçok firma otomotiv sektörü ve bütün sektörler dijitalleşmeye yatırım yapıyorlardı belki ama daha ne yapabiliriz gibi düşüncelere girdiler ve birçok firma da dijitalleşme adına teknolojiye yatırım yaptı. Sizin tarafta böyle bir yatırım oldu mu? Yaptınız mı? Yapmayı düşünüyor musunuz? Ne gibi yatırımlar yaptınız?

“Biz global bir şirketiz. Yaşadığımız pandemi süreci iş yapış biçimimize olan ilk etkisini normalde yoğun seyahatlerle sağladığımız yüz yüze görüşme yoluyla gerçekleştirdiğimiz toplantıların bir anda yapılamaz hale gelmesiyle hissettirdi kendisini. Çok sık bir şekilde biraraya geldiğimiz yönetim ve liderlik ekibi toplantılarımızı, 4-5 yıldır sürekli yatırım yaptığımız dijital altyapımızın verdiği güçle, hızla sanal toplantılara geçiş yaparak telafi ettik. Fiziksel olarak birarada bulunamasak da işlerimizi dijital imkanları kullanarak sürdürmeye ve yönetmeye başladık.

Dijitalleşme CEO’muz tarafından da öncelik verilen bir konudur. Sadece iletişim olarak değil, pazarlama faaliyetlerimiz açısından da dijtal medyanın tüm dünyada daha fazla tüketilir hale gelmesini dikkate alarak dijital alanda Petronas ve Petronas Lubricants International olarak hızlı bir yatırım yapıldı. Bu yatırımların meyvesini de pandemi döneminde almış olduk. Biz bir günde her çalışanımızı ofis yerine ve uzaktan çalışmaya geçirebildik; gerek hardware gerekse software açısından teknik altyapımız buna uygundu. Türkiye’de faaliyetlerimizi durdurmadan uzaktan çalışma sistemi ve dönüşümlü çalışmayla işimizi devam ettirdik.

Bu Covid’in getirdiği “Yeni Normal” kavramı içinde dijital çok daha önemli olacak. Bundan sonra da altyapısını zaten kurduğumuz sistem üzerinden ilerleyecek. Zamandan ve maliyetlerden tasarruf ediliyor. Tüm eğitimlerimizi dijital araçlar üzerinden aktarmaya başladık. İlk haftadan itibaren Çarşamba günleri aynı saatte bütün eğitimlerimizi distribütörlerimizin satış elemanlarını kendi elemanlarımız dahil olmak üzere eğitimler veriyoruz. Edirne’den Van’a kadar katılımlar oldu. Normal şartlar altında eğitim verdiğimiz tüm katılımcıları biraraya getirmekten çok daha efektif oldu. Bir saatte ve toplam 6 haftada 6 saatlik bir eğitim gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde de ilgiyle yaklaştığımız bir alan ve dijitali giderek daha fazla kullanacağız.”

Ürün çeşitliliğiniz açısından dünya ve Türkiyede otomotivin payı nedir? Bu süreçte yurtiçi yurtdışı olarak tedarik sorunu yaşıyor musunuz? Elektrikli araç dönüşümünün madeni yağ sektöründe sizi uzun vadede nasıl etkileyeceğini bekliyorsunuz? Bununla ilgili planlarınız neler?

“Ürün çeşitliliğine bakarsak, genel olarak dünyada madeni yağ sektörünün yüzde 50’si sanayi, yüzde 50’si ise otomotiv yağlarıdır. Otomotiv yağları içerisinde binek araçlar, motosiklet yağları, kamyon ve ağır vasıta yağları gibi sınıflar düşünüldüğünde hayli yüksek çeşitlilikte bir portföy bulundurmak zorunluluk. Öte yandan, bir sanayi tesisine giderseniz, Hidrolik Yağlar’dan Kompresör Yağları’na, Kızak Yağları’ndan Dişli Yağları’na kadar çok geniş bir ürün portoföyüne sahip olmak gerekiyor. Ayrıca, sahip olduğunuz ürünlerin farklı ambalaj tiplerini de bulundurma gerekliliği düşünüldüğünde çok fazla sayıda üründen bahsediyoruz. Sadece Petronas ürün yelpazesi içinde 120 çeşit gres var Türkiye’deki stoğumuzda. Buna rağmen, daha fazla gres getirmemiz gerekiyor. Ürün çeşitliliği açısından homojen bir dağılım olduğunu söyleyebilirim.

Sektör olarak tedarik sıkıntısı yaşadık. 2019’un Eylül ayında çok büyük bir katık üreticisinin Avrupa’daki en büyük fabrikasında yangın çıktı. Dolayısıyla sektör olarak bir tedarik sorunuyla karşı karşıyaydık. Türkiye olarak ise çok yaşamadık, stoğumuz vardı. Ama Fransa’daki katık fabrikasında çıkan yangın, bizim sektörümüzü derinden etkiledi. Tam onun izlerini toparlamak üzereyken sektör, salgın durumunda da tüm şirketler Avrupa’da kapanınca, bizde de etkisi oldu.

Madeni yağ sektörü birçok ülkede acil ve öncelikli sektörlerin arasında yer aldı. Çok değişik alanlarda faaliyet gösteren iş kollarına hitap ediyoruz. Örneğin çiftçinin traktörüne veya hastaları taşıyan ambulansa o yağ konulacak. Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde çalışmaya dönme sınırlı da olsa istisna sektörlerden bir tanesiydi. Bu tedarik sorununu kısa zamanda atlattık diyebiliriz.

Dijitalleşmeyle elektrikli araç sorusuna gelince; Petronas olarak Formula 1’de 6 senedir üst üste şampiyon oluyoruz. İlgilenenler bilir; hibrit teknolojisinde güç ünitesinin soğutulması çok önemli bir konu. Burada madeni yağ olmasa da fonksiyonel bir sıvı kullanılıyor. Yalıtkan batarya soğutma sıvılarına hazırlıklıyız. Petronas IONA adında ürün grubumuz elektrikli araçlarda kullanılan bütün sıvılarla ilgili ürünleri içeriyor. Biz elektrikli araç kullanmasak bile, elektrikli araç sahiplerinin ihtiyaç duyacağı sıvılarımız hazır.”

Şirket olarak salgın sonrasında otomobil kullanma alışkanlıklarında yeni bir trend olacağı öngörünüz var mı? Bazı insanlar büyükşehirlerde toplu taşımayı terkediyorlar. Evden çıkmamaya devam edenler de olabilir. Özel bir ürün gelişirilebilir mi? Bazı günler evde kalacak bazen yoğun trafiğe çıkacak farklı amaçlarda kullanılacak yağ ürün, tek bir üründe toplanabilir mi?

“Salgın sonrasında kişisel öngörü olarak otomobil kullanma alışkanlığının artacağını düşünüyorum. İnsanlar şehirler arası yolculuk yaparken uçak, tren, otobüs vb. toplu taşıma araçlarından kaçınacaklar. Bu dönem seyahatler için tüketicilerin kendi araçlarını daha çok tercih etmelerini bekliyoruz. Şehir içinde de toplu taşıma araçlarından daha çok kendi aracını kullanmayı tercih edeceklerdir diye düşünüyor ve bir miktar araç kullanımının artacağını öngörüyoruz.

Formula 1, hem madeni yağ üreticilerinin, hem otomotiv sektörünün hem de oradaki teknoloji ortaklarımızın teknolojilerini test ettiği ve geliştirdikleri özel bir alan. Biz bu alanda, sadece sponsor olarak yer almıyoruz, aynı zamanda Mercedes AMG Petronas Formula 1 ekibinin teknoloji ve isim ortağıyız. 1600 motor turbo geri gelince inanılmaz bir hararet oldu. Bizim de buradaki harareti düşürmemiz gerekti. Tam bu noktada geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde, Petronas Syntium Cooltech serisini çıkardık. Sloganı da “İçiniz Rahat Olsun”. İçindeki yağ filminin kopmamasından dolayı motordaki aşırı ısınmayı ve harareti absorbe eden, motordaki kritik sıcaklık bölgelerinden uzaklaştıran bir sistem. Motor yağımız aynı zamanda soğutma sıvısı vazifesi görür. Bu özelliğiyle ön plana çıkan bir ürünümüz. Sıkışık trafikte de şehirler arası trafikte de uzun zaman duran araçlarda da son derece verim aldığımız, gönül rahatlığıyla kulandığımız ve başarısı üstünlüğü de Formula 1’de 6 sene üst üste şampiyon olmakla kanıtlamış bir üründür.”

Geçen 2019 yılında Petronas Formula 1’de olduğu gibi büyük bir sponsorlukla motoGP’ye girdi. Motosiklet tarafında Türkiye’de ürünleri var mı bilmiyorum ama hem global olarak hem de Türkiye’de motosikletle alakalı neler olacak. MotoGP sponsorluğuyla nasıl bir bağdaşma ve tanıtım düşünülüyor?

“Moto GP’de bizimkilerin sponsor olmasındaki amaç ve başlangıç hikayesi de çok önemli. Formula 1’de çok tanınmış bir marka ve sürücülerden bağımsız olarak Moto GP’de çok yetenekli ama çok tanınmamış insanlardan oluşturuldu. Evet belki marka bilinirliği o düzeyde olmayan ama yetenekli gençlerin geldiği ve desteklendiği bir görüş benimsendi. Global olarak bakarsanız Petronas’ın motosiklet yağlarından uzak durması düşünülemez. Zaten Asya kökenli bir şirket. Güney ve Güneydoğu Asya’da ne kadar çok motosiklet kullanıldığını bilirsiniz. Avrupa’da ve ülkemizde de da hızlıca artan bir motosiklet kullanımı var. Motosiklet yağları için PETRONAS SPRINTA adlı özel yağ ailemiz var. 2 zamanlılar az ama 4 zamanlıların çeşitlendirilmesi ve şanzımanlarda kullanılan yağlara kadar hatta PETRONAS Durance ürün grubuyla motosiklet bakım ürünlerini de içeren ürünlerimiz var. Bunları piyasaya sunmuş durumdayız. Konsantrasyonumuzu burada da arttırıp daha yüksek satış hacimlerine ulaşmayı hedefliyoruz.”

İnşaatlar satışlar artmaya başladı, emlak buna paralel ve inşaat makinaları madencilik makinalarında da bir canlanma söz konusu. Bu alanda Petronas’ın bu alandaki ağırlığı ürünleri ve pazardaki hedefleriyle ilgili bilgi rica edebilir miyiz?

“İş makineleri bizim çok tecrübeli olduğumuz bir sektör. Dünyanın en büyük iş makinesi üreticilerine ilk dolum yağı veriyoruz. Aynı zamanda Kazakistan’ın tunduralarından Libya’nın çöllerine kadar çok zorlu iklim koşullarında kesintisiz, güvenilir hizmet verilmesi gereken bir sektör. Dolayısıyla geniş yelpazede bir ürün grubu tedarik etmeniz lazım ki her koşulda kullanılabilsin.

Biz, yerli ekipman üreticilerimize de ürün tedarik ediyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki önemli iş makinesi şirketlerinin hem ilk dolum yağı, hem de satış sonrasındaki yağı olarak tercih ediliyoruz. İş Makineleri, hidroliği ayrı aksları ayrı zorlukta olan, motor yağı, gresleri, döner kulenin gresleri, kırıcıda kullanılanlar gibi hep ayrı ayrı ürünler gerektiren ciddi bir teknik destek ve ileri düzey mühendislikle çalışılması gereken bir alandır.

Operatörler, satın alma ve bakım üniteleri gruplarının eğitimlerinin de ayrı ayrı yapıldığı bir sektör. Bu konuda geliştirdiğimiz ürün grubumuzla da ön planda tuttuğumuz ve birçok sorunu çözdüğümüz, çözüm ortaklarımızla müşterilerimize verimlilik artışı ve performans iyileştirmeleri sağladığımız, çalışma saatlerini test ve kontrol ederek uzatmaya gayret gösterdiğimiz, makinelerin bakım aralıklarıı saatlerini uzattığımız bir sektördür. Covid salgınından daha önce iş makineleri sektöründe sıkıntılar başlamıştı. Umarım genel olarak işler açılır ve işbirliğimizi artırarak devam ettiririz.”

Normalleşme sürecinde özel bir kampanyanız, Bauhaus, Metro gibi yerlerde satışlarınız var mıdır ?

“Ürünümüz tek başına alıp kullanacağınız bir ürün değil. Bizden alınan ürünü araç motoruna ve şanzımanına koyma becerisi ve bu işlemleri gerçekleştirecek ekipmana sahip olmanız gerekiyor. Süpermarketler veya dijital üzerinden satışlar tam arzu ettiğimiz fayda sağlama noktasında değil. Yine de bu konuda mevcut ağı farklılaştırıp zenginleştirerek, son tüketiciye ulaşmayı hedeflediğimiz önemli bir çalışmayı yürütüyoruz.”

Önder Canözer
1990 yılından bu yana dergi sektöründe her kademede görevlerde bulunan Önder Canözer, 2000 yılında Türkiye'de dijital otomobil yayıncılığını Mynet çatısı altında başlatmıştır. 2010 yılında kurduğu ve bugün Medicon Grup adını alan Medicon Yayıncılık ile Carmedya'yı hayata geçirmiş olan Canözer, bugüne kadar iki binden fazla aracın incelemesini gerçekleştirmiştir.

    Benzer yazılar

    Yukarı