Buradasınız
Home > Güncel > Mercedes-EQ ailesi büyüyor: EQE

Mercedes-EQ ailesi büyüyor: EQE

CARMEDYA.COM – Mercedes-EQ markasının lüks sedanı EQS’in tanıtımından birkaç ay sonra, elektrikli araçlara özel, elektrik mimarisine dayanan bir sonraki model olan Yeni EQE, IAA Mobility 2021’de tanıtıldı.

Sportif üst sınıf sedan, EQS’in tüm temel işlevlerini biraz daha kompakt bir oluşumla sunuyor. Yeni EQE, ilk etapta 292 BG gücündeki EQE 350 (WLTP’ye göre enerji tüketimi: 19,3-15,7 kWsa/100 km; CO2 emisyonu: 0 gr/km) versiyonu ile satışa sunuluyor. EQE için, yaklaşık 500 kW’lık bir de performans versiyonu planlanıyor.

EQE, Bremen’deki Mercedes-Benz Fabrikası’nda küresel pazarlar için üretilecekken, Pekin’deki Alman-Çin ortak girişimi BBAC’de de Çin yerel pazarı için üretimi yapılacak.

EQS ile karşılaştırıldığında, EQE biraz daha kısa dingil mesafesi, daha kısa ön ve arka uzantıları ve daha fazla girintili omuzlarla daha aerodinamik bir duruş sergiliyor. Duyusal Saflık, pürüzsüz ve düzgün yüzeyler ve kesintisiz geçişlerle kendini gösteriyor. Çıkıntılar ve burun tasarımı kısa tutuluyor, keskin bir arka spoyler ile arka kısmın dinamizm vurgusu güçlendiriliyor. Çamurluklarla aynı hizada olan 19 ile 21 inçlik jantlar, kaslı omuz çizgisiyle birlikte EQE’ye atletik bir karakter kazandırıyor.

Boyut açısından (Uzunluk/genişlik/yükseklik: 4946/1961/1512 milimetre) EQE, CLS ile benzerlik gösteriyor. CLS gibi, yeni model de sabit bir arka cama ve bir bagaj kapağına sahip. Örneğin; öndeki omuz boşluğu (Artı 27 mm) veya iç uzunluk (Artı 80 mm) olmak üzere iç boyutlar, günümüzün E-Serisi’nin (213 model serisi) boyutlarını aşıyor.

Sıra dışı iç tasarım ve gelişmiş kullanım kolaylığı

İsteğe bağlı olarak sunulan MBUX Hyperscreen ile gösterge paneli tek parça geniş bir ekrana dönüşüyor. Bu uygulama, tüm kokpitin ve iç mekanın estetiğini belirliyor. Yüksek çözünürlüklü ekranlar tek bir cam panelin altında kusursuz bir şekilde birleşiyor. MBUX içeriğinin yüksek çözünürlüklü grafikleri benzersiz bir görsel şöleni beraberinde getiriyor.

Ön yolcuya ait 12,3 inçlik OLED ekran, yolcuya kendi ekran ve kumanda alanını sağlıyor. Ekran, Avrupa’da yolcunun hareket halindeyken de video, TV veya internet gibi dinamik içerikleri izlemesine izin veriyor. Mercedes-EQ bu noktada akıllı, kamera tabanlı bir engelleme mantığı kullanıyor: Kamera, sürücünün ön yolcu ekranına baktığını algılarsa, belirli içerikler için otomatik olarak ekranı karartıyor.

Havalandırma kanalı bandı, üst kısımda, tüm araç genişliği boyunca ince bir şekilde uzanıyor. Bu mimari, MBUX Hyperscreen’in ekran mimarisiyle birlikte, kokpitin mimarisini oluşturuyor. Yanlardaki havalandırma ızgaraları türbin tasarımına sahip. Mekanik, dijital ve cam ekran arasındaki uyumlu birliktelik benzersiz bir görsel şölen ve deneyim oluşturuyor.

Kısa bir süre önce EQS’te tanıtılan yeni MBUX nesli, EQE’de de kullanıyor. Uyarlanabilir yazılım, kontrol ve ekran konseptini kullanıcısına uyarlama olanağı sunarken, çok sayıda bilgi-eğlence, konfor ve araç işlevi kişiselleştirilmiş önerilerde bulunuyor. Sıfır katmanlı tasarım ile kullanıcının alt menüler arasında gezinmesi veya sesli komut vermesi gerekmiyor. En önemli uygulamalar, durumsal ve bağlamsal olarak her zaman sürücünün görüş alanında en üst düzeyde bulunuyor ve EQE sürücüsünü ek kullanım adımlarından kurtarıyor.

Verimli sürüş sistemi

Yeni EQE’nin ilk olarak 292 BG (215 kW) gücündeki EQE 350 ve bu aracın ikinci bir versiyonu ile satışa sunulması planlanıyor. Bu ikiliyi farklı versiyonlar izleyecek. Tüm EQE versiyonlarının arka aksında bir elektrikli güç-aktarma sistemi (eATS) bulunuyor. Daha sonra sunulacak olan 4MATIC versiyonlarının aynı zamanda ön aksında da eATS bulunuyor. Elektromotorlar, her iki örnekte de sürekli tahrik edilen senkron motorlardan (PSM) oluşuyor. PSM ile AC motorun rotoru sabit mıknatıslarla donatılıyor ve bu nedenle güç ile beslenmesi gerekmiyor. Bu teknik, yüksek güç yoğunluğu, yüksek verimlilik ve yüksek güç sabitliği gibi avantajları beraberinde getiriyor. Arka akstaki motor, her biri üç fazlı iki sargılı olmak üzere altı fazlı tasarımı sayesinde yüksek güç üretimi sağlıyor.

EQE, 10 adet modülden oluşan 90 kWsa kapasiteli lityum-iyon bataryayla donatılıyor. Şirket içinde geliştirilen yenilikçi batarya yönetim yazılımı, kablosuz güncellemelere (OTA) izin veriyor. Bu şekilde, EQE’nin enerji yönetimi yaşam döngüsü boyunca güncel kalıyor.

Bataryada, hücre kimyasının sürdürülebilirliği açısından önemli bir adım atıldı. Optimize edilen aktif malzeme 8:1:1 oranında nikel, kobalt ve manganezden oluşuyor. Bu, kobalt içeriğini yüzde 10’dan daha düşük seviyeye düşürüyor. Geri dönüştürülebilir üretimin sürekli optimizasyonu, Mercedes-Benz’in bütünsel batarya stratejisinin bir parçasını oluşturuyor.

EQE, tek pedallı sürüşü mümkün kılıyor

EQE, güç kaybı olmadan etkileyici hızlanma ve yüksek performans seviyeleri sunuyor. Sistem aynı zamanda gelişmiş bir termal konsept ve enerji geri-kazanımı çözümü de içeriyor. Bu çözümde, mekanik dönme hareketi, süzülme veya fren anında elektrik enerjisine dönüştürerek yüksek voltajlı batarya şarj ediliyor. Sürücü, yavaşlama yoğunluğunu üç aşamada (D+, D, D-) ve ayrıca süzülme işlevini direksiyon simidinin arkasındaki vites değiştirme kulakçıklarıyla ayarlayabiliyor. Bunun dışında bir DAuto modu da bulunuyor.

ECO Assist ile yavaşlama yoğunluğu ayarlanıyor. Ayrıca, örneğin trafik ışıklarında duran, sürüş yönündeki araçlar için de fren enerjisi geri-kazanım sistemi uygulanıyor. Bunun için sürücünün fren pedalına basması gerekmiyor. Yani tek pedallı bir sürüş uygulanıyor.

Akıllı elektrik ile navigasyon, birçok faktöre bağlı olarak, şarj molaları dahil olmak üzere en hızlı ve en uygun rotayı planlıyor ve örneğin trafik sıkışıklığına veya sürüş tarzındaki değişikliğe de dinamik olarak cevap veriyor. Ayrıca MBUX bilgi-eğlence sistemi, mevcut batarya kapasitesinin şarj olmadan başlangıç noktasına dönmek için yeterli olup olmadığını görselleştiriyor.

Yüksek gürültü ve titreşim konforu ile gelişmiş ses deneyimi

Bagaj kapağı olan geleneksel yapıdaki bir sedan olarak EQE, yüksek düzeyde NVH konforu (Gürültü, Titreşim, Rijitlik) sunuyor. Elektrikli aktarma organlarının (eATS) mıknatısları, rotorların içinde NVH için optimize edilerek (“Sac kesim” olarak da bilinen) yerleştiriliyor. Ayrıca, eATS’nin her noktasında NVH örtüsü olarak özel bir köpük mat bulunuyor. İnvertör kapağında bir sandviç yapı kullanılıyor. eATS, elastomerik yataklarla gövdeden çift kat ayrılıyor.

Son derece etkili yay/kütle bileşenleri, ön camın altındaki traversten bagaj tabanına kadar ses yalıtımı sağlıyor. Gövde taşıyıcı evliliğinde yoğun olarak akustik köpükler kullanılıyor.

Yine de EQE’deki sürüş, akustik bir deneyim haline gelebiliyor. Burmester surround ses sistemi ile EQE’de; “Gümüş Dalgalar” ve “Canlı Akış” olmak üzere iki ses ortamı bulunuyor. “Gümüş Dalgalar” duyusal ve temiz bir ses. Elektrikli araç meraklılarını hedefleyen “Canlı Akış” ise, kristalimsi, sentetik ancak insani bir sıcaklık sunuyor. Bunlar, merkezi ekranda ses deneyimi olarak seçilebiliyor veya kapatılabiliyor. Diğer ses teması ise “Kükreyen Darbe” ile kablosuz güncelleme ile etkinleştirilebiliyor. Sesli ve dışa dönük bu ses deneyimi, güçlü makineleri andırıyor.

Opsiyon olarak havalı süspansiyon ve arka aks yönlendirmesi

Dört bağlantılı ön süspansiyona ve çok bağlantılı arka süspansiyona sahip Yeni EQE’nin süspansiyonu, tasarım olarak Yeni S-Serisi ile benzerlik gösteriyor. EQE ayrıca isteğe bağlı olarak, ADS+ uyarlanabilir sönümleme sistemine sahip AIRMATIC havalı süspansiyon ile de donatılabiliyor. Arka aks yönlendirmeli (Opsiyonel) EQE, şehirdeki kompakt bir otomobil kadar üstün manevra kabiliyeti sergiliyor. Arka aks direksiyon açısı 10 dereceye kadar ulaşıyor. Arka aks yönlendirmesi ile dönüş çapı 12,5 metreden 10,7 metreye düşüyor.

Yeni araç işlevleri kablosuz teknoloji (OTA) ile etkinleştirilebiliyor. Satış başlangıcından itibaren; ek ses deneyimi “Kükreyen Darbe”, genç sürücüler ve servis personeli için iki özel sürüş modu, küçük oyunlar, vurgu modu ve ayrıca projeksiyon fonksiyonlu DIGITAL LIGHT ile kişiselleştirme sunuluyor. Vurgu modunda araç kendini ve donanım özelliklerini gösteriyor. Bu, “Hey Mercedes” sesli asistan tarafından etkinleştiriliyor. “Dijital Yağmur” ışık animasyonuna ek olarak, DIGITAL LIGHT kişiselleştirmesi, “Marka Dünyası” gibi diğer “beni eve götür” animasyonlarını barındırıyor. OTA işlevleri Mercedes me Store’da bulunurken, ayrıca yeni ürünler de ürün gamına ilerleyen dönemlerde eklenecek.

Geniş bir şarj ağında güvenli şarj

Yeni Mercedes me Charge Plug & Charge işlevi ile EQE, Plug & Charge özellikli şarj noktalarında rahatlıkla şarj edilebiliyor. Şarj kablosu takıldığında şarj otomatik olarak başlıyor, müşterinin kimlik doğrulaması gerekmiyor. Araç ve şarj istasyonu, şarj kablosu aracılığıyla iletişim kuruyor.

Üstelik Mercedes me Charge müşterileri, otomatik ödeme ile entegre ödeme fonksiyonundan yararlanmaya devam ediyor. Müşteri, tercih ettiği ödeme yöntemini bir kere seçiyor. Sonrasında her ücretlendirme işlemi otomatik olarak gerçekleştiriliyor.

Mercedes me Charge, dünya genelindeki en büyük şarj ağlarından biri. Şu an Avrupa’da 200.000’in üzerinde ve 31 ülkede 530.000’in üzerinde AC ve DC şarj noktası bulunuyor. Mercedes-Benz, menşe sertifikalarıyla, Mercedes me Charge şarj için sağlanan enerjinin yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığını garanti ediyor.

İleri düzeyde pasif ve aktif güvenlik

Bütünsel güvenlik ilkeleri, özellikle kaza güvenliği platformundan bağımsız olarak her zaman geçerliliğini koruyor. Diğer tüm Mercedes-Benz modelleri gibi EQE de sağlam bir yolcu hücresine, özel deformasyon bölgelerine ve PRE-SAFE’li modern güvenlik sistemleriyle donatılıyor.

Tamamen elektrikli mimari, güvenlik konsepti için yeni tasarım olanakları açıyor. Örneğin; bataryanın çarpışmaya karşı güvenli bir alanda, gövde altında konumlandırılması bu olanaklardan sadece bir tanesi. Ayrıca bir motor olmadığı için önden çarpışmadaki davranış daha da iyi modellenebiliyor. Aracın farklı ek yük durumlarındaki performansı; standart çarpışma testleri dışında Araç Güvenliği Teknoloji Merkezi’nde (TFS) de test edildi ve onaylandı.

Yeni nesil sürüş destek sistemleri, çok sayıda sürüş destek işlevi içeriyor. Bunlardan biri; ATTENTION ASSIST’in ek mikro uyku uyarısı (MBUX Hyperscreen ile birlikte). Sürücü gösterge ekranındaki bir kamera, sürücünün göz kapağı hareketlerini analiz ediyor. Sürücü ekranındaki yardım ekranı, sürüş destek sistemlerini anlaşılır tam ekran görünümüyle gösteriyor.

Daimler AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Mercedes-Benz Cars COO’su Markus Schäfer; “EQS’in ardından EQE, lüks ve premium elektrikli araçlara özel yeni platformumuzun ikinci modeli. Bu inovasyon hızı, ölçeklenebilir mimarinin avantajlarını gösteriyor. Yeni EQE ile elektrikli amiral gemisi EQS’in ileri teknolojilerini daha geniş bir alıcı grubuna sunabileceğiz. Ayrıca üretim esnekliğimiz, EQE ile yeni zirvelere ulaşıyor. Farklı versiyonların üretildiği Bremen Fabrikası’nda, halen dört model daha üretiliyor.” dedi.

Daimler AG ve Mercedes-Benz AG’nin Mercedes-Benz Otomobil Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Britta Seeger ise; “2021, elektrikliye geçiş hamlemiz açısından çok önemli bir yıl. EQA, EQS, EQB ve şimdi de EQE ile Mercedes-Benz olarak dört tamamen elektrikli binek otomobil tanıttık. Dinamik sürüş deneyimi ve kapsamlı bağlantılı hizmetler yelpazesi ile EQE, yeni nesil müşterilerin isteklerine muhteşem bir uyum sağlıyor. Yenilik ve duygusallığı sürdürülebilirlikle birleştiriyoruz. ‘Yeşil Şarj’ ile CO2 emisyonlarının azaltılmasına aktif olarak katkıda bulunuyoruz. Ayrıca, günlük hayatı kolaylaştıran çok sayıda akıllı fonksiyon sunuyoruz. Buna Plug & Charge dahil. Örneğin, EQE şarj olduktan sonra kimlik doğrulama gibi ek işlemler olmadan ücretlendirme gerçekleşiyor.” dedi.

Daimler Group Tasarım Direktörü Gorden Wagener ise; “Mercedes EQE, geleceğin çok amaçlı elektrikli lüks sedanı. ‘One-Bow-Signature’ tasarım, akıcı tasarım çizgileri ve siluet yaratarak son derece aerodinamik ve gelecekçi bir görünüm sergiliyor. Tüm bunlar otomobili daha gösterişli, daha sıra dışı yapıyor ve Mercedes-EQ markası için bir sonraki lüks seviyesini tanımlıyor.” dedi.

Önder Canözer
1990 yılından bu yana dergi sektöründe her kademede görevlerde bulunan Önder Canözer, 2000 yılında Türkiye'de dijital otomobil yayıncılığını Mynet çatısı altında başlatmıştır. 2010 yılında kurduğu ve bugün Medicon Grup adını alan Medicon Yayıncılık ile Carmedya'yı hayata geçirmiş olan Canözer, bugüne kadar iki binden fazla aracın incelemesini gerçekleştirmiştir.

    Benzer yazılar

    Yukarı