XT1200Z Super Ténéré Projesi, akla gelebilecek her türlü arazide zorlanmadan ilerleyen, kıtalararası seyahate yönelik, güven ve keyif veren, konfor sunan, bugüne kadar bir motosiklet terzisinin elinden çıkmış en ileri macera gezisi makinesini yaratmak amacıyla başladı.
1199 cc 8-valf DOHC paralel twin motora sahip. 7250 devirde 110 HP, 6000 devirde 114 Nm tork üreten araç ABS ile entegre çalışan UBS (unified braking system) sistemine, 3 mod traksiyon kontrolüne, 2 mod sürüş seçeneğine sahip.
19 inç ön, 17 inç arka tekerleklere sahip motosikletin koltuk yüksekliği (845-870 mm) ayarlanabiliyor. 23 litrelik yakıt deposu olan Tenere 261 kg kuru ağırlığa sahip.
Süper Tenere’in kalbinde sıvı soğutmalı, 4 zamanlı, DOHC, sıralı 2 silindirli, 4 subaplı, yakıt enjeksiyonlu, çift bujili bir motor yer alıyor. Sahip olduğu 1199 cc hacimle, seri hızlanma için 110 HP güç (7250 devirde) ve zahmetsiz seyir ve sollama için geniş bir tork dağılımı sağlıyor. 98 mm’lik piston çapı ve 79,5 mm’lik stroku; hızlı devir, düşük seviyede dönen kütle ve kompakt bir motor tasarımının kombinasyonu düşünülerek seçilmiş.
Avrupa’da ilk olarak 2010 yılında ve tek yıllık, özel üretim macera modeli olarak piyasaya sürülen Süper Tenere, sol ve sağ yanda bulunan alüminyum çantalar (montaj aparatları dahil), far projektörü, alüminyum karter koruma plakası ve ilk üretim çıkartması ile birlikte satılıyor. Bu ekstralar, tüm ilk üretim 2010 Süper Tenere modellerinde standart aksesuar olarak yer alacak, ancak 2011 yılından itibaren opsiyonel olacak. Yani elinizi çabuk tutun yoksa bu aksesuarlara seneye fazladan para ödemek zorunda kalacaksınız!
Yeni Tenere sürüş konforu açısından mükemmel düzeyde. 3 farklı çekiş modu ve 2 farklı sürüş modu ile her türlü kullanım koşullarını karşılıyor. Bence 3 farklı çekiş modu gereksiz bir özellik, çünkü aradaki farkı anlamak neredyse imkansız. Ama arazi ve asfalt sürüş modu gerçekten kullanışlı.
Tenere’nin özellikle arazideki performansı beni fazlasıyla tatmin etti. Rakibi olarak görülen BMW 1200 GS’den daha rahat kontrol edilebildiğini söyleyebilirim. Çekiş kontrol sistemini devre dışı bırakıp, arka lastiği kaydıra kaydıra daha eğlenceli sürüş yapmanız mümkün. Görünüşte uysal bir makine gibi gözükse de yeni Tenere aslında çok agresif bir sürüş karakterine sahip, özellikle 3 bin ile 6 bin devir arasında makine çıldırıyor. Bu çılgınlığa rağmen yol tutuş ve viraj kabiliyeti çok iyi. Asfalta çıkığınızda da turing bir makine kadar uysal bir hal alıyor.
Oturuş posziyonu uzun yol seyahatleri için çok rahat. Tenere’nin selesi 845-870 mm aralığında alçalıp yükselebiliyor. Sele yükseklik ayarı selenin altındaki bir aparatın farklı yerleşimiyle rahatça yapılabiliyor.
Frenler ve süspansiyonlar iyi iş çıkarıyor. Asfalt sürüşlerinde özellikle sert virajlarda süspansiyonların nasıl iyi çalıştığını anlayabiliyorsunuz. Virajlarda yağ gibi akıp gidiyorsunuz. Gidon açısı ve yüksekliği hem spor hem de turing sürüşe uygun. Gösterge paneli rahatça okunuyor. Bu yıl standart ekipman olarak sunulan yan çantalar dikdörtgen yapısından dolayı normal bir kaskı içine alamasa da, hacimleri ve sökülüp takılmaları işlevsel.
Peki bu motosikletin hiç mi kötü yanı yok diyecek olursanız, bu sürücüden sürücüye değişir ama beni tek rahatsız eden nokta motorun sesi oldu. Motorun sesi adeta kulak tırmalayan cinsten!
Süper Tenere, hem uzun seyahatlar hem de çok zor olmayan arazi koşulları için uygun yapıda bir motosiklet. Her iki kullanım esnasında da çok keyif alacağınıza eminim.
Yazı ve Fotoğraf: Berk ERTÜKEL
Detaylı haber, teknik özellikler ve fotoğraflar için Carmedya Ağustos 2010 sayısını indirin…
