Dacia markasını SUV sınıfında temsil eden Duster, kalbinde taşıdığı Renault-Nisaan patentli motoru ve Nissan imzalı gövde yapısıyla satışa sunulduğu andan bu yana dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
İlk bakışta yakında üretilecek bir modelin konseptini andıran Duster, gerek yakıt tasarrufu, gerekse de cazip fiyat seçenekleriyle SUV sınıfındaki rekabete yeni bir boyut kazandırmayı başardı.
Aracın kaslı hatları, güçlü bir görünüm sağlarken, yüksek gövde yapısı sağlam görünümü pekiştiriyor. Ön ve arkada kullanılan siyah tamponlar ve yan kapıların altından geçen demir barlar, tavan raylarıyla birleşerek ortaya kompakt ve dinamik bir SUV görüntüsü çıkartıyor.
Ambiance ve Laureate olmak üzere iki farklı donanım paketi ve 1.6 litre 105 HP benzinli, 1.5 litre 85 HP ve 110 HP dizel motor seçenekleriyle satışa sunuluyor. 4×2 ve 4×4 versiyonları bulunan Duster’ın testimize konuk olan Laureate donanım paketine sahip 1.5 dCi 4×2 versiyonunu hem hafif arazide hem de asfaltta kullanma imkanı bulduk.
Genel olarak geniş bir iç mekan hacmine sahip Duster’ın dış tasarımındaki dinamik unsurlar iç mekana yansımamış. Sade ve nostaljik bir görünüm sunan kabinde ve ön panelde kullanılan malzeme kalitesi zayıf kalıyor.
Orta konsoldaki müzik sistemi MP3 dinlemeye de imkan veriyor. Genel olarak cömert bir diz ve baş mesafesi sunan kabinde ne yazık ki ergonomik açıdan bazı sıkıntılar bulunuyor.
Aracın dış dikiz aynalarına kumanda eden düğmenin vites kolunun altında kalıyor olması sürüş sırasında bu aynalara kumanda etmenizi imkansız hale getiriyor.
Otomobilin arka cam açma kumandaları ise arka bölüme konulduğundan sürücü bu camlara kumanda etmek için arkaya uzanmak zorunda kalıyor.
Silecekleri kumanda ettiğiniz kol geri çekildiğinde ön cama su fışkırırken silecekleri devreye sokmanız için kolu yukarı veya aşağı doğru oynatmanız gerekiyor. Silecekler ise ön cama biraz ufak kalmış diyebilirim.
Aracın iç mekandaki kusurlarını geniş iç mekan hacmi, yüksek sürüş pozisyonu ve sert manevralarda bile çevikliğini koruyan gövdesi kapatmayı başarıyor.
Kalbinde Renault Clio ve Megane modellerinden aşina olduğumuz 85 HP’lik 1.5 litre dizel motor bulunan Duster, rüştünü ispatlamış motor sayesinde keyif veriyor.
3750 devirde 85 Hp güç üreten ve 1900 devirde 200 NM tork sağlayan motor sayesinde Duster, 155 km/s hıza ulaşabilirken, 0-100 km/s hızlanması 13.9 saniyede gerçekleşiyor.
Yerden yüksek gövdesi sayesinde hafif arazide güvenli sürüş imkanı veren Duster’ın keyfini asfalttan çok arazide yaşayabilirsiniz. Gerek kumda, gerekse çakıllı yol şartlarında başarılı bir yoltutuş sergileyen Duster’ın en önemli avantajı 100 kilometrede ortalama 5.1 litre yakıt tüketmesi ve sınıfının en uygun satış fiyatına sahip olması.
Aracın sadece 4×4 versiyonunda standart olarak sunulan ESP sisteminin diğer modellerde de olması gerektiğini düşünüyorum. Artık küçük sınıfta bile standart olmasına rağmen, test aracımızda ABS sisteminin bulunmuyor olmasını ise açıkçası yadırgadım.
Yazı: Önder Canözer
Fotoğraf: Berk Ertükel
Detaylı haber, teknik özellikler ve fotoğraflar için Carmedya’nın Ekim 2010 sayısını indirin…
