CARMEDYA.COM – Rolls-Royce Motor Cars’ın ilk tamamen elektrikli modeli Spectre, İstanbul Kuruçeşme’de yer alan ve yenilenen showroomda tanıtıldı.
Açılış sırasında konuşan Rolls-Royce Motor Cars İstanbul Genel Müdürü Hilal Aysal; “Bugün, Spectre’ı resmi olarak kendi ülkemizde karşılamaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye’de varlığını sürdüreceği beklentisi, ilk duyurulduğu andan itibaren giderek artıyordu.” dedi.
Rolls-Royce Motor Cars, İngiltere, Avrupa ve Orta Asya Direktörü Boris Weletzky ise şunları belirtti: “120 yılı aşkın süredir, Rolls-Royce Motor Cars lüksün sınırlarını zorlayarak yeni gerçeklikler yaratıyor. Yeni showroom, bizleri Rolls-Royce’un kalbinin ve markanın temsil ettiği her şeyin tam ortasına götürüyor, ilham veriyor.”
Otomobil kapsamlı bir tasarım sürecinden ve geliştirme sürecinde 2,5 milyon kilometreyi aşan test programından geçirildi. Boş ağırlığı 2890 kg olan Spectre, 5475 mm uzunluğunda, 2017 mm genişliğinde oldukça büyük boyutlara sahip bir coupe olarak dikkat çekiyor ve 3210 mm dingil mesafesiyle de iç mekanda da sıra dışı bir genişlik sunuyor. Spectre de tıpkı Cullinan, Ghost ve Phantom gibi diğer tüm Rolls-Royce modelleriyle alüminyum uzay kafesine sahip lüks mimari şasisni paylaşıyor.
Rolls-Royce modellerinin ayrıcalıklı bir tasarım öğesi olan Starlight tavan döşemesi çok sayıda ışık yayan ve yıldızlı bir gökyüzü görünümü oluşturan bir tasarıma sahipken, diğer modellerden farklı olarak bu ışık gösterisi kapılara kadar genişletilmiş. İlk kez bir Rolls-Royce modelinde 4 bin 796 adet hafifçe aydınlatılmış yıldız desenleri içeren Starlight Kapı Paneli kullanılıyor. Gök teması otomobilin aydınlatılmış ön paneliyle devam ediyor. İki yıl boyunca ve toplam 10 bin saatin üzerinde bir sürede geliştirilen sistem, 5 bin 500’den fazla yıldızdan oluşan kümeyle çevrelenmiş Spectre isim plakasıyla tamamlanıyor.
Yeniden tasarlanan Spirit of Ecstasy
Hava akışını iyileştirmek amacıyla Rolls-Royce, markanın ikonik sembolü Spirit of Ecstasy’i de Spectre için yeniden tasarladı. İngiliz üreticinin gelecekteki tüm modellerinde yer alacak yeni amblem, neredeyse 20 mm daha alçak konumlanarak (önceki model 100 mm) 82 mm yüksekte duruyor. 830 saatlik bir süre alan tasarım modellemesi ve rüzgar tüneli testleri sırasında mükemmelleştirilen ikon öncekine oranla daha fazla öne eğilim gösteriyor.
Marka ile özdeşleşen ünlü V12 motorunu terk etmek Rolls-Royce için hiç kolay olmadı ancak mühendisler tüm zorluklara rağmen, elektrikli yapılandırmayla ideal çözüme ulaşmayı başardılar. 102 kWh batarya, 22 kW şarj ile sıfırdan yüzde 100’e kadar 5 saat 30 dakikada şarj edilebiliyor. Yüksek hızlı şarj ile bu süre önemli ölçüde kısalıyor.
Tarihteki en aerodinamik Rolls-Royce 0,25’lik Cd rüzgar direnci katsayısının da etkisiyle WLTP verilerine göre 520 km’lik menzile ulaşıyor. Aracın 2975 kg ağırlığının 700 kilogramını akü oluşturuyor. 100 kilometrede 21,5 kWh tüketim değeri sunan model, toplamda 585 HP güç ve 900 Nm tork sunan iki elektrik motoru (aks başına bir tane) sayesinde 4,5 saniyede 100 km/saat hıza çıkıyor.