Model atağını sürdüren Dacia’nın satış rakamları açısından önemli bir yere sahip olan Duster modeli güncellenen yüzü ve artan konforuyla iddiasını arttırıyor.
Ülkemizde de özellikle cazip fiyat-donanım oranı açısından büyük ilgi gören Duster’ın selefine göre daha modern bir yüze sahip versiyonunu Fransa’nın Marsilya kenti ve civarında bol virajlı bir güzergahta kullandık. Bu keyifli etkinlikte Dacia Duster 4×4 versiyonunun da yoğun yağmur altında keyifli bir offroad parkurunda yeteneklerini inceleme fırsatı buldum.
İlk kez 2010 yılında yollara çıkan ve bugüne kadar üç yıl içerisinde 450 binden fazla satış adediyle gündeme oturdu.
Öncelikle güncel Duster’ın boyutlarının selefiyle aynı kaldığını söyleyerek konuya girmekte yarar var. Aracın çok sevilen karoserinde radikal değişimler yerine prestije yönelik küçük dokunuşlar öne çıkıyor.
4315 mm. uzunluk, dikiz aynaları dahil 2000 mm. genişlik ve tavan barları dahil olmak üzere 1695 mm. yüksekliğe sahip Duster, 2674 mm. dngil mesafesiyle sınıfı açısından iç mekanda önde ve arkada oturan yolcular için yeterli bir diz mesafesi sunuyor.
Aracın genel hatlarında önceki versiyona oranla büyük bir farklılık dikkat çekmezken, Duster’da yapılan güncellemeler genellikle krom malzeme üzerine yoğunlaşmış. Önde ızgara ve tampon koruması modern tasarıma sahip çift optikli ve gündüz farlarına sahip yeni far bloğuyla birleşerek ortaya oldukça dinamik bir yüz çıkarmış. Büyük ve sportif tasarıma sahip, üzerinde Duster yazan tavan barları ile kapı altı krom görünümlü eşikler ve çift renkli dikiz aynaları dinamik etkiyi pekiştirirken, arka bölümde de yenilenen stop lambaları ve alt koruma sportif bir görünüm oluşturmuş.
Duster’ın iç mekanına göz atacak olursak önemli yenilikler arasında ön panelin ortasına yerleştirilen dokunmatik MEDIA NAV ekranı öne çıkıyor. Bu ekran ülkemizde opsiyon olarak sunuluyor. Tamamen yenilenen ön panel tasarımı eskiye oranla çok daha şık ve modern bir görünüme sahip. Koltuk döşemeleri ve aracın içerisinde kullanılan malzemeler aracın 36 bin 600 TL’den başlayan fiyat seçenekleri düşünülecek olursa oldukça başarılı diyebilirim.
Duster’da benim en çok hoşuma giden özellik ise daha önce orta konsolda yer alan cam açma ve kapama düğmeleri nin artık kapı kolçağında hakettiği yere konumlandırılmış olmaları. Böylece bu konuda bizlerin sık dile getirdiği bir şikayet de ortadan kalkmış oldu.
Duster’da artık daha fazla özellik bulunuyor. Bunlardan ESP ve dört hava yastığı, Eco mode, gündüz farları, vites değiştirme göstergesi standart olarak sunuluyor. Buna ek olarak Dacia MEDIA NAV, hız ayar ve sınırlayıcı ve arka park sensörleri de opsiyon listesinde yer alıyor.
Bagaj hacmi 475 litreye genişleyen Duster’ın ses yalıtımı da iyileştirilmiş. Aracın süspansiyonlarının selefine göre konfora dönük olarak bir parça yumuşaması kullanım keyfini arttırmış.
Mevcut motor gamlarına eklenen TCe 125 ülkemizde satışa sunulmayacak. 1.5 dCi motorun 90 ve 110 HP versiyonlarının yanı sıra 1.6 16V 105 HP motorun benzinli ve LPG’li versiyonları da Türkiye pazarında satışa sunuluyor. Duster’da otomatik şanzıman seçeneği şimdilik yer almıyor.
Asfaltta ve hafif arazide 4×2 versiyonuyla oldukça iyi bir performans sunan Duster, 4×4 versiyonuyla da arazide kabiliyetli olduğunu ispatladı. Sağanak yağmur nedeniyle oldukça ağırlaşan bir parkurda 29.3 derecelik yaklaşma, 34.9 derece ayrılma ve 23 derecelik tepe açısıyla başarılı bir performans sunan araç, eğim iniş kontrolü sayesinde dik yamaçlardan güvenle inebiliyor. 4×4 versiyonunda Auto Mode, iki ve dört çeker konumu ile ağır arazi şartları için Lock konumu arasında yol koşullarına bağlı seçim yapabiliyorsunuz.
Duster ‘da 3 yıl/100 bin kiloetrelik garanti süresi sunuluyor.
Yazı: Önder Canözer / Marsilya