Fransız otomobil üreticisi Citroen, ilk kez 1999 yılında ülkemizde satışa sunduğu ve döneminde büyük ses getiren Xsara Picasso ile başlayan Picasso serisinin güncel nesilini Çeşme’de düzenlenen lansmanın ardından satışa sundu.
İzmir ile Çeşme arasındaki güzergahta gerek otoban, gerekse de eski Çeşme yolunun virajlı ve bol yokuşlu yol şartlarında C4 Picasso ve yedi koltuklu Grand C4 Picasso modellerini kullanma şansı bulduk. Araçla ilgili izlenimlerimize geçmeden önce Picasso serisinin geçmişine göz atmakta yarar var.
Yukarıda da belirttiğim gibi ilk kez 1999 yılında kendisine has tasarımıyla yollara çıkan ve sınıfına göre oldukça iyi bir satış grafiği yakalayan Xsara Picasso’nun ardından, pazarda oluşan talep üzerine 2006 yılında karşımıza ilk kez yedi koltuklu Grand C4 Picasso çıkmıştı. Bu modelin beş kapılı versiyonu C4 Picasso ise ilk kez 2007 yılında yollardaki yerini almıştı. 2009 yılında farklı bir sınıf için kolları sıvayan mühendisler bu kez C3 Picasso ile karşımıza çıkmıştı ancak bu model ağabeyi kadar ilgi göremedi.
Bugün yollara çıkan Yeni C4 Picasso ise ilk etapta önceki nesillerden radikal bir değişime uğrayan dış ve iç tasarım detaylarıyla ayrılıyor. 1999 yılından bu yana birtakım değişimlere uğrasa da ana hatlarıyla aynı temel üzerine geliştirilen Picasso ailesi ilk kez her detayıyla bambaşka bir model olarak karşımıza çıkıyor. Bu değişimde ise yenilenen üretim bantları ve bundan sonra tüm Citroen modellerinde kullanılması planlanan yepyeni EMP2 şasi teknolojisi büyük rol oynuyor.
Aracın tasarımı veya bazı detayları kimine göre güzel, kimine göre ise çirkin gelebilir. Bu radikal bir karar ile yeni ve alışılmadık çizgilere sahip bir araç geliştiren her üretici için doğal bir sonuç. Bu nedenle ben tasarım konusunda herkesin beklentilerinin farklı olabileceğini dikkate alarak kesin yargılardan kaçınıp, kesin ifadeleri daha çok sürüş konusu ve ergonomiye ayırmaya çalışacağım.
TASARIM
Beklenti ne olursa olsun öncelikle Citroen yetkililerini uzun süredir ilk kez otomotiv pazarında kelimenin tam anlamıyla yeni ve cesur çizgilere sahip bir araç ortaya koydukları için kutluyorum. Gerek iç, gerekse de dış tasarımlarda bibirinin kopyası olarak gördüğümüz modellerin aksine bambaşka ve kendisine has çizgilere sahip bir araç görmek beni heyecanlandırdı.
Öncelikle aracın dış tasarımına değinecek olursak, ilk bakışta dikkatinizi çeken şey ön farlar ve gündüz farlarının yerleşimi. Aracın önünü boydan boya geçen ve ortadaki Citroen logosunun devamı şeklinde tasarlanan krom görünümlü çıtalar çubuk şeklinde tasarlanan LED tipi gündüz farlarıyla sonlanıyor. Far bloğu ise alışılmışın dışında bu gündüz farlarının altına konumlandırılmış. 3D LED stop lambaları da arka bölümde bu akıcı tasarımı devam ettirerek, aracın modern görünümünü pekiştiriyor.
Araçta şasi teknolojisinde devrim niteliği taşıyan EMP2 platformunun kullanılmasıyla birlikte değişen boyutlar ve artan dingil mesafesine rağmen geniş bir iç mekan sunan otomobil dışarıdan bakıldığında kompakt bir görünüm sunuyor.
PSA Grubu içerisinde bu şasi platformunu ilk kez kullanan model olarak öne çıkan Yeni C4 Picasso, yeni platform sayesinde 140 kg. daha hafif gövdesi ve alçaltılmış yapısıyla gerek emisyon , gerekse de yakıt tüketimi değerlerinde selefine göre daha düşük rakamlara ulaşabiliyor.
İÇ MEKAN
Yeni C4 Picasso 5 ve 7 koltuklu olmak üzere iki farklı versiyonla satışa sunuluyor. Aracın her iki gövde tipinde de iç mekan sadece tek bir kelimeyle anlatılmak istenirse kısaca “Lounge” diyebiliriz. Temel anlamıyla salon anlamına gelen Lounge, son yıllardaki kullanımıyla prestij, konfor ve lüks temaları üzerine inşa edilen geniş bir salon kavramı için kullanıldığından sanırım bunu daha iyi başka bir kelimeyle anlatmak zor olurdu.
Aracın iç mekanı özellikle 5,30 metrekarelik panoramik cam tavan sayesinde oldukça ferah ve aydınlık. Panoramik cam tavan yedi koltuklu Grand Picasso’da ise 5.70 metrekare boyuta sahip. Önde ve arkada son derece cömert bir kullanım alanı sunan modelin yedi koltuklu versiyonunda ise bagaj bölümünde yer alan katlanabilir koltuklar ancak çocukların oturabileceği bir alana sahip. Ön ve arka koltuklar ise sportif tasarımlarıyla konforlu yolculuklar vaadediyor.
Grand C4 Picasso’da Pack Lounge paketiyle birlikte sunulan masaj fonksiyonlu ön koltuklar, optimum boyun desteği sağlayan ayarlanabilir koltuk başlıkları ve uzun seyahatlerde ayakların uzatılmasına imkan tanıyan dinlenme fonksiyonlu ön yolcu koltuğu özellikleri ise aracı rakiplerinde ayıran konfor özellikleri olarak dikkat çekiyor.
İkinci sırada birbirinin aynı ebatlarda 3 adet ayrı ayrı hareket edebilen koltuk C4 Picasso’ya farklı bir işlevsellik katıyor. Öne ve arkaya kayabilen koltuklar bagaj alanının büyümesini sağlarken, her bir koltuk sırtlığı belirli bir açı ile yatma özelliği göstererek arka sırada oturanlara farklı şekilde seyahat etme imkanı tanıyor. Ayrıca yol gürültülerini daha aza indirmek için özel olarak geliştirilen akustik cam yapısı da daha fazla konfor sunuyor.
Yeni boyutları ve dingil mesafesinin genişlemesi sayesinde daha kompakt hale gelen Picasso , sınıfındaki en geniş 2. koltuk sırası diz mesafesini (159mm) sunuyor. C4 Picasso’nun bir diğer hacim başarısı da bagaj alanından geliyor. Rekor büyüklükteki 537 Litre’lik bagaj hacmi arka koltukların ileriye doğru hareket etmesi ile 630 Litre’ye ulaşarak farkını ortaya koyuyor.
Dışbükey bagaj kapağının kenar çıtaları olmayan iç tasarımı çok önemli bir yükleme kolaylığı sağlıyor. C4 Picasso’nun kabininde de çok sayıda saklama alanları bulunuyor. Ön koltukların arasındaki geniş saklama bölmesi , soğutma özelliği taşıyan büyük torpido gözü, ön koltukların alt kısımlarında bulunan saklama alanları ve tabandaki mini kapaklı gözler bunlardan birkaçını oluşturuyor.
Grand C4 Picasso; ön koltuğun katlanması ile 2.75 cm uzunluğuna ulaşan bir yükleme koridoru oluşmasına imkan veriyor. Ve kategoride ilk kez 3. sıra koltuklarda oturan yolcular kendi havalandırma mekanizmalarını kullanabiliyorlar.
Grand C4 Picasso’nun 5 kişilik kullanımda elde edilen 645 litrelik bagaj hacmi ise önceki modelden 69 litre daha fazla bir yük kapasitesine sahip. 7 koltuklu versiyon ile 5 koltuklu versiyon arasında ise 55 mm’lik bir dingil mesafesi farkı bulunuyor.
Aracın iç mekan tasarımının detaylarında kalite vurgusu öne çıkıyor. Özenle seçilmiş malzemeler, özellikle ön panel ve göstergenin radikal tasarımıyla birleşerek, prestijli ve farklı bir görünüm oluşturuyor.
PANORAMİK EKRAN
Ön panelde sizi ilk karşılayan opsiyonel olarak sunulan 12 inçlik devasa panoramik ekran oluyor.
Bu ekranı tüm araç fonksiyonlarını parmağınızın ucuna taşıyan ikinci bir 7 inçlik dokunmatik tablet ekran tamamlıyor. Sürüş bilgilerinin görüntülenmesini sağlayan 12 inçlik HD panoramik ekrandan kişiselleştirmek mümkün. Üç farklı tema barındıran ana ekranda hız göstergesinin yanında seçtiğiniz bir fotoğraf , nevigasyon bilgileri ve yol bilgisayarı verileri ayrı ayrı seçilebiliyor.
Farklı temalar seçildiğinde 7’’ dokunmatik kumanda ekranı da yeni temaya uygun formata geçmiş oluyor. Tüm araç fonksiyonlarının kontrol edilebildiği dokunmatik ekran sayesinde iç mekanda düğme kargaşasından uzak sade bir anlayış benimseniyor. Bu ekran; klima kumandasından nevigasyona , sürüş yardım asistanlarının seçiminden telefona kadar birçok özelliği barındırıyor. Juke Box isimli müziği depolayabilen bir dahili hafızayı da içeren sistem 8 GB’lık kapasitesi ile müziğinizi yükleme olanağı sağlıyor. Tabletler kadar fonksiyonel olan bu dokunmatik kumanda ekranı seçtiğiniz müziğin kapak resimlerini görebilme, yüklenen resimleri slide show yapabilme, hesap makinası ve takvim özelliklerini de içerisinde barındırıyor.
7 inçlik dokunmatik ekran ve kişiselleştirilebilir 12 inçlik HD panoramik gösterge ekranı otomobil alışkanlıklarına yeni bir boyut getiriyor. Çoklu girişe imkan verilen sistem, vites kolunun ön bölümüne yer alan saklama alanının içerisinde iki adet usb girişi, 1 Aux girişi ile 12 voltluk şarj prizi ve otomobillerde rastlanması zor olan 220 V priz özelliklerini de barındırıyor.
Direksiyon üzerinde veya alışılagelen gösterge panelinin yerinde herhangi birşey bulunmuyor. Bunun yerine hız, araç bilgileri, vites konumu gibi bütün bilgileri ortadaki büyük panoramik ekrandan takip edebiliyorsunuz. Bu durum açıkçası gözünüzü yoldan kısa bir süre de olsa ayırmanızı gerektireceği için risk oluşturuyor. Bu sorun Peugeot’dan bildiğimiz ve bilgileri ön camda göremizi sağlayan Head Up Display ile çözülebilir.
ETG6 ŞANZIMAN
Tüm dizel motorlarda bulunan 6 ileri düz vitesin yanı sıra, daha önce çok fazla eleştiri alan şanzımanın yerine geliştirilen yeni 6 ileri otomatikleştirilmiş bir şanzıman da mevcut… ETG6 (6 Speed Efficient Tronic Gearbox) performans artışı sağlayan bu yeni şanzıman Türkiye’de de satışa sunulan e-HDi 115 model motorlarda kullanılabiliyor. Sürücüler kılsaltılmış vites oranlarıyla dikkat çeken ETG6 sayesinde ihtiyaçlarına ve sürüş ortamına göre istedikleri an manuel seçenekten otomatik moda geçebiliyor. Bu yeni şanzıman daha kolay kalkış sağlamak ve sürüş performansını arttırmak için motor gücünü etkin bir şekilde ayarlayan optimize bir pedal yapısına sahip. Vites değişimi hızını da sürücünün hareketine göre daha doğru ayarlayarak daha önceki tek kavrama otomatikleştirilmiş şanzımana göre daha iyi bir performans sunuyor. Ancak yine de özellikle düşük viteslerde önceki şanzıman kadar olmasa da bir sarsıntı ve bekleme sözkonusu… Sanırım bu geliştirmeler ve güncellemeler devam ederse sonraki versiyonlarda daha sorunsuz ve gerçek anlamda seri bir şanzımanla bu konudaki sıkıntılar giderilebilir. ETG6’nın önceki şanzımana göre ortaya koyduğu fark bu konuda açıkçası beni umutlandırdı.
DONANIM
C4 Picasso Türkiye’de Dynamique ve Intensive olmak üzere iki donanım seçeneği ile piyasaya çıkıyor.
Dynamique onanım seviyesinde ABS, REF, AFU, ESP, ön, yan ve perde hava yastıkları, yokuş kalkış desteği, akıllı çekiş sistemi, elektrik destekli direksiyon, elektrikli park freni, anahtarsız giriş, çift bölgeli klima, bluetooth, usb, priz jack, elektrikli ön ve arka camlar, hız sabitleme sistemi, Stop & Start, yol bilgisayarı, yağmur sensörü, arka park sensörü, 16’’ alüminyum jant bulunuyor.
Intensive paketinde ise bunlara ek olarak anahtarsız çalıştırma, arka koltuklarda klima kontrolü, navigasyon, elektrikli katlanır yan aynalar, deri direksiyon, akustik camlar, geri görüş kamerası, arka park sensörü, 12 ” panoramik ekran, 17 ‘’ alüminyum jant yer alıyor.
GÜVENLİK
Yeni C4 Picasso’da konfor ve güvenlik adına birçok bir çok teknolojik ekipman bulunuyor;
AFIL Şerit İhlal Uyarı Sistemi: İstem dışı şerit değişikliklerini, sürücüye emniyet kemerinin titreşimiyle bildiriyor.
Park Asist: Kendi kendine otomatik park etme özelliği, ancak Yeni C4 Picasso sadece park etmiyor aynı zamanda kendi kendine park yerinden çıkabiliyor.
Hıza Duyarlı Aktif Emniyet Kemeri: Bu sistem emniyet kemeri mekanizmasında bulunan bir motor sayesinde çalışabiliyor. Motor her iki yöne doğru çalışabildiğinden, aracın hızına ve yoldaki riskine göre kemeri geriyor ya da gevşetiyor. Ayrıca, araç ilk hareket ettikten sonra, 10 km/s hıza ulaştığından sistem hem sürücünün hemde öndeki yolcunun kemer boşluğunu alıyor.
Akıllı Far Sistemi: Bu sistem uzun farlar yanık durumdayken karşıdan bir araç gelmesi durumuna, farları kendiliğinden kısa konuma alıyor. Araç geçtikten sonra tekrar uzun far konumuna getiriyor. Ayrıca, arkadaki aracın sollaması, şehir ışıkları veya öndeki araca yaklaşılması durumlarında da sistem devreye giriyor.
Mesafe Koruma Sistemi: Bu sistem 60 km/s hız ve üzeri durumlarda devreye girebiliyor. Öndeki araç ile istenilen mesafenin korunmasını sağlıyor. Mesafenin kısalması durumunda, alarm gerek ekrandan gerekse sesli olarak uyarı veriyor. Aynı zamanda aktif emniyet kemeri de gerilerek sürücü hem uyarılıyor hem de olası bir risk için hazırlık yapıyor.
Kör Nokta Uyarı Sistemi: Kör noktada kalan araçları, yan aynalarda bulunan küçük bir uyarı lambası aracılığıyla sürücüsüne bildiriyor.
Juke box: Araç içerinde bulunan juke box özelliği ile istenilen müzikler USB ile aracın hafızasına alınabiliyor.
PERFORMANS
Yenilenen C4 Picasso ve Grand C4 Picasso için öncelikle geniş ve çocuklu aileler için ideal bir SUV olduğunu belirtmekte yarar var. Bu noktada aracın müşteri beklentileri dikkate alınarak, konfor odaklı geliştirildiğini gözlemlemek mümkün. Yumuşağa dönük süspansiyonlar özellikle konforu arttırırken, ani manevra veya keskin vrajlarda daha fazla hissedilebilen yanlara doğru bir yığılmayı da beraberinde getiriyor. Ancak burada önemle belirtmek istediğim nokta bu tür araçlarda genellikle fren sırasında öne veya arkaya doğru olan yığılmanın her iki gövde tipinde de yaşanmıyor olması… Etkili fren sırasında dengeli bir yavaşlama ve duruş sergileyen aracın bu açıdan takdirimi kazandığını söylemem gerek.
Geniş ön ve yan camlar sayesinde iyi bir görüş alanı sunan aracın özellikle önde büyük tasarlanan kelebek camları sayesinde bu tür araçlarda kalın A sütunu nedeniyle yaşadığımız virajda karşıdan geleni görememe durumu da ortadan kalkıyor.
Ses yalıtımı konusunda yoldan gelen gürültüleri ve rüzgar sesini başarıyla kesen aracın içerisin ne yazık ki motor sesi ulaşıyor ve konfor açısından tek olumsuzluğu da bu ses yaratıyor.
Düşük devirlerden itibaren yüksek tork değeri sayesinde yeterli gücü sunan araç, gövde ağırlığına rağmen dik rampalarda da bu tür bir araç için beklenilen performansı sergiliyor ve sürücüsünü sıkıntıya sokmuyor.
Başta da söylediğimiz gibi boyutlarına rağmen kompakt bir görünüme sahip araç, bu özelliğini direksiyonun başarılı tur açısıyla birleştirerek, beklediğimizden iyi bir manevra kabiliyeti sergiliyor. Park konusunda ise dikey ve yatay olarak otomatik park etme ve yine sınıfında bir ilk olarak park yerinden otomatik çıkma işlemlerini yerine getiren park yardımcısı önemli bir yer tutuyor.
Citroen tasarım ekibi bir sürpriz yaparak, vites kolunu klasik otomobillerde olduğu gibi ön panelin direksiyonun arkasında kalan bölümüne monte etmiş. Bu kol ilk başta silecek koluyla karışıyor olsa da kullandıkça alışmak mümkün.
Bu arada araçta benim en çok beğendiğim özelliklerden birisi de arka koltukları görmek için kullanılan küçük dikiz aynasının, orta dikiz aynasında daha yukarı ve mesafeli bir noktaya konmuş olması. Bu sayede birçok araçta arka görüş konusunda sıkıntı yarattığını dile getirdiğimiz bu konu başarılı tasarım sayesinde C4 Picasso’da yaşanmıyor.
Yenilenen Citroen C4 Picasso’nun 68 bin 800 TL’den başlayan fiyat seçenekleri ise bugün orta sınıf sedanların bile 60 bin TL barajını aştıkları düşünülecek olursa fiyat ve kalite oranı açısından oldukça makul görünüyor.
Yazı: Önder Canözer / Çeşme
Fotoğraflar: Citroen Türkiye
