CARMEDYA.COM – Otomobillere ilgi duyan ve orta yaşa gelmiş herkes eminim Honda‘nın ilk kez 1989 yılında tanıtılan efsane modeli NSX‘i hatırlayacaktır. Özellikle Honda tutkunlarının kalbinde her zaman ayrı bir yeri bulunan bu özel model, zaman tünelinden geçerek, karşımıza bambaşka bir yüzle çıkıyor.
Geçmişten gelen süper spor otomobil mimarisini geleceğin teknolojisiyle bir araya getiren Honda, yepyeni NSX ile spor otomobillere bakışınızı değiştirecek türden bir performans makinası. Sürücü odaklı mimari ve süper spor otomobil segmentinin en gelişmiş spor hibrit güç ünitesini sunan NSX’i Intercity İstanbul Park Pisti‘nde kullanma fırsatı yakaladım ki, meslek hayatımın en özel araçlarından birisiyle karşılaştığımı söylemem gerek.
Benzersiz bir sürüş deneyimi yaşatan bu özel araç tüm dünyada sadece 150 adet üretildi ve Avrupa’da altı şanslı ülke için sınırlı sayıda kota ayrıldı. Türkiye’de henüz iki adet bulunan Honda NSX, ilk bakışta kalp atışlarınızı hızlandıran göz alıcı bir tasarıma sahip ve satış fiyatı yaklaşık 500 bin euro…
Benzersiz dış tasarım
Yeni Honda NSX’in gövdesi bilgisayar desteğiyle binlerce saatlik çalışma dışında yüzde 40 ölçekli modellerin rüzgâr tünelinde ve tam boy modellerin şirketin ABD ve Japonya’daki gelişmiş tesislerinde yapılan testleriyle şekillendirildi.
Yeni Honda NSX’in dış tasarımı süper spor otomobil estetiği ile süper spor otomobil performansını cömertçe gözler önüne seriyor. Dış tasarımda uygulanan ‘Birbirine geçen Dinamik’ tasarım felsefesi görsel çekicilikle fonksiyonelliği bir bütün olarak sunuyor. NSX’in tasarım çizgisi, gövde paneli, hava giriş kanalları, hava çıkış noktaları ve hatta aracın tüm gövde orantıları yeni bir süper spor otomobil deneyimi yaratmak üzere şekillendirildi. Sadece etkin bir performans sunmak üzere tasarlanmayan NSX, aynı zamanda Honda’nın tasarım dilini de geleceğe taşıyor.
Her bir tasarım detayı performans ve dinamizm kavramlarını ön plana çıkartırken yeni nesil Honda tasarım dilini yansıtan LED ön farlar ve ön ızgara marka aidiyetine vurgu yapıyor. Tampon bölgesini domine eden petek dokulu hava girişleri aerodinamik açıdan da önemli bir sorumluluk üstleniyor. Tasarım dilinde yer alan kısa ön ve arka çıkıntılar üstün sürüş dinamiklerini müjdelerken maskülen ve keskin çizgiler etkileyici kostümün altında gizlenen gücü simgeliyor. Ön kaput, tavan çizgisi ve C sütunlarının çizgisi birbirini tamamlarken akıcı bir silueti de beraberinde getiriyor. Tavan çizgisini devam ettiren ve C sütunlarının arasını dolduran cam panel, çift turbo beslemeli V6 silindirli mühendislik harikasını gözlemleme imkanı sunuyor.
İlk nesil yollara çıktığında sadece tasarımı, performansı ve dinamizmi ile değil kalitesi, ergonomisi ve kullanışlılığıyla da süper spor otomobil dünyasında devrim yaratmıştı. Hafif ancak son derece rijit monokok gövde ile şasi ve ortada konumlandırılan modern V6 motor gibi gelişmiş teknolojileri bünyesinde barındıran orijinal NSX, süper spor otomobil kavramını değiştirmişti. Yüksek devirli motoru, dayanıklılığı artırılmış pistonlar, titanyum bağlantı kolları ve VTEC supap yönetimi de dahil son derece yenilikçi teknolojileri bünyesinde barındırıyordu.
Orijinal NSX düşük ağırlık merkezi, yüksek güç/ağırlık oranı, performans odaklı rijit bir şasi ile gövde ve mükemmel bir aerodinami gibi özelliklerle sürücü ile otomobil arasında mükemmel bir bağ kurarak benzersiz bir performans sunarak süper spor otomobil kavramını yeniden tanımladı. İlk nesil Honda NSX aynı zamanda yüksek performanstan ödün vermeden kalite, dayanıklılık ve günlük kullanıma uygunluk gibi Honda standartlarını da karşılıyordu. Bu özelliklere günümüz süper spor otomobillerinde bile nadiren rastlanıyor.
İlk nesil NSX’in temel karakteristik değerlerine sadık kalan yeni Honda NSX geçmişten gelen süper spor otomobil mirasını geleceğin teknolojisiyle bir arada sunan yapısıyla tamamen yeni bir sürüş deneyimi sunuyor. Yeni Honda NSX, markanın global tasarım ve mühendislik ekibi tarafından yaklaşık dört yıllık geliştirme süresi sonunda hayata gözlerini açtı. Tüm Honda araçlarının gelişimine yön veren insan-makine sinerjisini temel alan Honda, sürücü odaklı güçlü bir süper spor otomobil geliştirdi.
Yeni Honda NSX bünyesinde birçok yenilikçi teknolojiyi barındırıyor. Bunlardan en önemlisini ise türünün ilk örneği olan Sport Hybrid Super Handling All-Wheel-Drive (Sport Hybrid SH-AWD) oluşturuyor. Yeni Honda NSX, hızlanma, fren ve dönüş olmak üzere dinamik performansın her aşamasını en üst seviyeye taşımak için elektromotorlu hibrit sistem Sport Hybrid SH-AWD’yi kullanan dünyanın ilk süper spor otomobili olarak öne çıkıyor. Ön akstaki iki adet elektromotora entegre olan elektrik kontrollü tork transfer sistemi, Honda Super Handling All-Wheel Drive teknolojisini tamamen yeni bir boyuta taşırken, yeni Honda NSX tüm sürüş koşullarında mükemmel bir viraj performansı sunuyor.
Yenilikçi tekniklerle üretilen, son derece hafif ve bir o kadar rijit aerodinamik gövdeye sahip olan Honda NSX; hızlanma, direksiyon ve fren olmak üzere sürüşe ait bütün fiziki eylemleri gecikme olmadan sürücüye iletiyor. Böylece sürücü ile otomobil arasında benzersiz bir bağ sağlanıyor.
Aerodinamik verimliliği arttıran çözümler
Yeni Honda NSX’in dış tasarımı soğutma verimliliği ve aerodinamik verimlilik olmak üzere iki temel fonksiyonu sağlamak için Hava Akımı Yönetimi ile şekillendirildi. Hava Akımı Yönetimi dış kabuğun altına gizlenen sistemlerin soğutmasında önemli bir rol üstleniyor. Söz konusu sistemler; V6 motor, çift turbo sistemi, dokuz kademeli çift kavramalı otomatik şanzıman (DCT), güç aktarma sistemi ve Twin Motor ünitesine ait iki adet elektromotor olmak üzere 7 birimden oluşuyor. Bütün bu birimleri verimli bir şekilde soğutmak üzere hava akımı 10 farklı ısı dönüştürücü ile yönetiliyor. Ön bölümde yer alan devasa hava girişlerinden içeri giren hava ön bölümde bulunan radyatörler, elektromotor soğutucusu, vites kutusu soğutucusu ve hibrit sistemi güç aktarma birimine yönlendiriliyor.
C sütunu tasarımını devam ettirecek şekilde tasarlanan yan hava girişleri görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda aerodinamik açıdan da önemli bir görev üstleniyor. Motor kabinine hava yönlendirerek soğutma konusunda önemli bir görev üstlenen hava girişleri, aracın yan gövdesinden akan havanın türbülansa neden olmadan en verimli şekilde arka spoylere ulaşmasını da sağlıyor. Sadece etkin ve verimli bir soğutma sağlamakla yetinmeyen Hava Akımı Yönetimi aynı zamanda aerodinamik verimliliği arttırma noktasında da önemli bir sorumluluk üstleniyor. Yeni Honda NSX’in aerodinamik tasarımı yol tutuşu arttırmak üzere gerekli olan yere basma kuvvetini de sağlarken, eşzamanlı olarak gövdenin rüzgar direnci ile mücadele etmesini önlemek üzere sürtünme katsayısını düşürüyor. Böylece etkin yere basma kuvvetiyle düşük rüzgar sürtünme katsayısı arasındaki ideal denge ve mümkün olan en iyi sürüş verimliliği elde ediliyor.
Günlük kullanımı destekleyen gömme kapı kolları hava akışını kesmiyor ve böylece aerodinamik verimliliğe katkı sağlıyor. Yeni Honda NSX için özel olarak geliştirilen silecek sistemi ise çok yüksek hızlarda bile ön camı etkin bir şekilde temizliyor. 290 km/s’nin üzerindeki hızlara eşdeğer bir ortamda rüzgar tünelinde test edilen silecekler spoyler şeklindeki tasarımıyla yere basma kuvveti oluşturuyor ve cam yüzeyini mükemmel bir şekilde temizliyor. Silecek kolları rüzgar direncini kırmaması için mümkün olduğunca aşağıya konumlandırıldı. Böylece kullanılmadıklarında sürücünün görüş alanına girmedikleri gibi rüzgar sesine de neden olmuyor. Keskin hatları ve çift renkli gövdesiyle NSX’nin tasarımını tamamlayan dikiz aynaları da önden arkaya doğru akan havanın türbülansını ve bununla birlikte rüzgar sesini minimize ediyor. İnce ayna ayakları aynı zamanda sürücünün görüş alanını da genişletiyor.
Süper spor otomobil segmentinin en gelişmiş hibrit güç ünitesi
Yeni Honda NSX’in mükemmel sürüş dinamiklerinin sırrı, devrim niteliğindeki Sport Hybrid Super Handling All-Wheel Drive (SH-AWD) güç ünitesinde gizli. Söz konusu sistem; hızlanma, fren ve dönüş olmak üzere dinamik performansın her aşamasını en üst seviyeye taşıyan ve süper spor otomobil segmentinde kullanılan dünyanın ilk elektromotorlu hibrit sistemi olmasıyla öne çıkıyor.
Sport Hybrid Super Handling All-Wheel Drive (SH-AWD) güç ünitesinin kalbini ortada uzunlamasına konumlandırılan Çift Turbo beslemeli 3,5 litrelik V6 silindirli motor oluşturuyor. Motor dokuz kademeli çift kavramalı otomatik şanzıman (9DCT) ile kombine edilirken sistemi anlık tork üretimiyle Direct Drive Motor (DDM) adında bir elektro motor destekliyor. Motor, 9DCT otomatik şanzıman ve elektromotordan oluşan bu üçlü arka aksın güç ünitesi olarak görev yapıyor. Ön aksta ise Twin Motor Unit (TMU) adında elektromotorlu farklı bir yapı daha devreye giriyor. Bu yapı ön sol ve ön sağ tekerlekte birer adet olmak üzere iki adet elektromotordan oluşuyor. Bir adet elektromotor tarafından desteklenen 3,5 litrelik V6, 507 PS güç üretirken ön aksta görev yapan iki adet elektromotorlu Twin Motor Unit (TMU) 74 PS güç üretiyor. Böylece toplam 581 PS’lik güç ortaya çıkıyor. Motor devrinden ve seyir hızından bağımsız olarak ani hızlanma isteklerine anında cevap veren benzinli motor ile üç adet elektromotordan oluşan yapının sürüş dinamiklerine katkısı ise çok büyük.
Düşük ağırlık merkezini beraberinde getiren 75 derece açılı V6 silindirli 3,5 litrelik motor güç üretimi, kompakt ölçüler ve yakıt tüketimi arasında ideal bir denge sunuyor. Motor direkt enjeksiyon, port yakıt enjeksiyonu (PFI) ve Çift Değişken Supap Zamanlaması Kontrolü (Dual VTC) de dahil modern teknolojinin bütün olanaklarından yararlanıyor.
Dual VTC tüm motor devirlerinde hassas yanma kontrolü sağlarken yüksek motor devirlerinde yüksek güç çıkışı ve performans sağlıyor. Emme ve egzoz değişken supap zamanlaması (VCT) yüksek güç ve tork üretimi, yakıt verimliği ve düşük emisyon değerleri arasındaki mükemmel dengeyi sağlıyor. Mühendislik harikası motorda ayrıca: kumlu döküm motor bloğu, hafif ve kompakt silindir kafaları, termal verimliliği arttıran plazma kaplı silindir yatakları ve motorun ağırlık merkezini düşüren ve hızlı yanal kuvvetlerde dahi etkin bir yağlama sağlayan kuru karter gibi teknolojiler kullanılıyor.
Honda ayrıca ilk kez bu motorda silindirlerin arasında; su yatakları, üçlü radyatör sistemi ve krank miline monte edilmiş vizkoz bir amortisör de dahil olmak üzere motor bloğu ve kafalarında üç parçalı bir su yatağı kullanıyor.
Honda yeni motor için; yüksek güç ve tork üretimi, yüksek yakıt verimliliği ve düşük emisyon değerleri gibi avantajlar sağlayan bir Twin Turbo geliştirdi. Honda mühendisleri son derece hassas AR-GE ve test çalışmalarının sonucu olarak markanın güvenirlilik ve uzun ömür kriterlerini de göz önüne alarak 1,05 bar maksimum çalışma basıncı belirlediler. Hava emiş sistemindeki termal ısı artışını kontrol altında tutmak ve güç üretimini en üst düzeye çıkartmak üzere devreye yüksek performanslı bir intercooler giriyor. Her bir turboda kullanılan elektronik kontrollü wastegate, tepkime süresini arttırıyor. Tek boğaz tipi turbo şarj, güç üretiminden ödün vermeden daha küçük turboların kullanılmasına imkan tanırken, bu sayede ağırlık avantajı elde ediliyor.
Motorsporlarından elde ettiği bilgi birikimi ve deneyimini yeni Honda NSX’e aktaran Honda, motorda alüminyum blok ve silindir kafalarına yer veriyor. Tamamen yeni bir yöntem olan plazma kaplamanın da katkısıyla dökme demir gömlek uygulamasına kıyasla ısı transferinde yüzde 52’lik bir artış elde ediliyor. Plazma kaplama yönteminde ince bir tel eritilerek silindir duvarlarına püskürtülüyor. Söz konusu yöntem eşdeğer bir dökme demir motora kıyasla 3 kg kadar ağırlık, aşınma dayanıklılığı, azaltılmış yağ tüketimi, daha etkin güç ve tork üretimi ve daha etkin gaz tepkimesi gibi avantajlar sağlıyor. Motorun 61 mm daha alçak konumlandırmasına imkan tanıyan ve böylece ağırlık merkezini düşüren kuru karter veya sodyum dolgulu egzoz supapları da dahil birçok önemli teknolojiyi bünyesinde barındıran motor litre başına 140 PS gibi oldukça etkileyici bir güç üretimine imza atıyor.
Gücünü arka aksa aktaran motoru bir adet elektromotor destekliyor. Krank miline bağlanan ve V6 silindirli benzinli motor ile 9DCT otomatik şanzıman arasında konumlandırılan Direct Drive Motor adındaki elektromotor arka aksa ek bir güç ve tork desteği sağlıyor. Marş motoru olarak da görev yapan Direct Drive Motor aynı zamanda bataryaları şarj etme görevini de üstleniyor.
Motorun yüksek performansını destekleyen ve eşsiz motor sesi sağlayan gelişmiş egzoz sistemi diğer birçok komponent gibi yüksek dayanım ve hafif yapı prensibiyle üretiliyor. Etkin egzoz gazı akışı ve düşük emisyon değerleri adına her bir silindir sırasında ikişer adet olmak üzere dört adet katalitik konvertör ve dört adet egzoz çıkışı bulunuyor.
Motorun üretmiş olduğu güç dokuz kademeli çift kavramalı otomatik şanzıman (9DCT) tarafından arka aksa iletiliyor. Son derece hızlı, ancak bir o kadar sarsıntısız ve konforlu vites değiştiren 9DCT’nin vites değiştirme karakteristiği Integrated Dynamics System dahilindeki sürüş modlarına bağlı olarak değişiyor. Kompakt boyut, düşük ağırlık ve düşük ağırlık merkezi gibi avantajlar sağlayan 9DCT, Quiet sürüş modunda daha alt devirlerde vites değiştirirken, Sport+ sürüş modunda daha üst devirlerde ve daha hızlı vites değiştiriyor. Track sürüş modunda ise vites değişimi Sport+ moduna oranla 40 milisaniye daha hızlı gerçekleşiyor.
Yeni Honda NSX’in üstün sürüş dinamikleri mekanik tabanlı sınırlı kaydırmalı diferansiyel (LSD) ile destekleniyor. Her türlü sürüş koşulunda mümkün olan en iyi performansı sunacak şekilde geliştirilen LSD, Twin Motor Unit (TMU) ve Araç Denge Kontrolü (VSA) sistemleri ile birlikte çalışarak motorun torkunu çift kavrama debriyaj üzerinden ayarlıyor ve sürüş koşullarına bağlı olarak tekerleklere dağıtıyor. Sistem örneğin yavaşlama anında viraja girildiğinde viraj içindeki tekerleğin torkunu kısarak viraj dışında kalan tekerleğe daha fazla tork transferi sağlıyor.
Arka asktaki elektromotor destekli V6 benzinli motor dışında ön aksta her bir tekerlekte birer adet olmak üzere toplam iki adet elektromotordan oluşan Twin Motor Unit (TMU) görev yapıyor. Alüminyum bir gövde içinde bulunan 37 PS gücündeki elektromotorlar ani hızlanma gereksinimlerinde ek bir güç ve tork sunarken ayrıca çift pinyonlu dişli ve yağ basınçlı mekanizma sayesinde ön aksta bir tork aktarım fonksiyonunu da yerine getiriyor. Sadece hızlanma anında ek bir tork üretimi gerçekleştirmekle kalmayan TMU aynı zamanda dört tekerlekten çekiş (AWD) fonksiyonu da sunuyor ve böylece yeni Honda NSX’in sürüş dinamiklerini destekliyor. TMU aynı zamanda yavaşlama veya fren anında oluşan mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor ve hibrit sistemin bataryalarını besliyor. TMU bunun dışında kısa mesafelerde elektrikle NSX’e güç sağlayarak aracın çalışmasını sağlıyor.
Elektrikli sistemin beynini ön ısı duvarının hemen arkasına gizlenen Akıllı Güç Ünitesi (Intelligent Power Unit – IPU) oluşturuyor. IPU; lityum-iyon bataryalar, bağlantı kartı, yüksek voltajlı dağıtım merkezi, 12V DC/DC dönüştürücü, elektromotor ve elektro motor ECU, lityum-iyon ECU ve TMU’nun ECU’su olmak üzere sistem birleşenlerini birbirine entegre ediyor. Alışagelmiş IPU’lara göre %35 daha küçük ve %30 daha hafif olan NSX’in IPU’su mümkün olan en iyi çalışma performansını sunmak üzere Sport, Sport+ and Track sürüş modlarında klima tarafından soğutuluyor.
Elektrikli sistem yüksek performanslı lityum-iyon bataryalar tarafından besleniyor. Her biri 18 hücreli olmak üzere toplam dört adet modülden oluşan batarya kitinde toplam 72 hücre bulunuyor. Enerji verimliliğini arttırmak üzere pozitif ve negatif elektrotlar optimize edilirken batarya kiti bugüne kadar bir Honda aracında kullanılan en hafif ve en kompakt batarya kiti olmasıyla öne çıkıyor. Diğer Honda hibrit sistemleriyle karşılaştırıldığında yeni Honda NSX’te kullanılan batarya kitinin güç yoğunluğu yüzde 10 artarken, enerji yoğunluğu ise yüzde 15 artmış durumda. Enerji verimliliğini arttırmak üzere bataryalar ve DC7DC dönüştürücü hava sirkülasyonuyla soğutuluyor.
Yenilikçi malzemeler ve üretim süreçleri ile daha hafif, daha rijit gövde yapısı
Honda mühendisleri, yeni NSX’in Sport Hybrid SH-AWD güç aktarma teknolojisinin sahip olduğu performansı yaşam alanına yansıtmak ve sistemin dinamik performansını sürücü ve beraberindeki yolcuya en iyi şekilde yaşatmak üzere yenilikçi malzemeler, tamamen yeni bir üretim süreci ve yenilikçi bir tasarım yaklaşımı kullandı. NSX henüz çizim aşamasındayken Honda mühendisleri gövdenin her bir bölgesinde kullanılacak malzeme ve üretim tekniklerini belirlediler. Heyecan uyandıran bir görünüm, birinci sınıf çarpışma güvenliği, üstün kalite ve dayanıklılık özellikleri hedeflendi.
Honda’nın Performance Manufacturing Center (PMC) isimli birimi tarafından geliştirilen gövdesi yenilikçi teknik ve teknolojilerle üretiliyor. Örneğin alüminyum şasinin MIG kaynağı yüksek hassasiyetli robotlar tarafından gerçekleştirilirken tüm kaynak ve gövde parçaları PMC kaynak teknisyenleri tarafından ayrıntılı bir incelemeye tabi tutuluyor. Makine hassasiyeti ve insan işçiliğinin mükemmel uyumu; finiş işlemleri, boya ve montaj olmak üzere üretimin tüm aşamasında kullanılırken mükemmeliyetçi bir kalite yaklaşımını beraberinde getiriyor.
Alüminyum şasiye sahip çoklu malzemelerin bir arada kullanıldığı gövde sayesinde yüksek gövde rijitliği ve düşük gövde ağırlığı bir arada sunuluyor. Gürültü ve titreşim seviyesi son derece düşük olan yeni Honda NSX’in gövde rijitliği Honda mühendislerinin yapmış olduğu değerlendirmeye göre rakiplerinden çok daha ileri seviyede bulunuyor.
Ön ve arka bölme kafes ve bağlantıları, zemin komponentleri ve yan taşıyıcılar da dahil şasinin büyük bölümünü son derece sağlam ve güçlendirilmiş alüminyum kirişlerden oluştururken bunların bir kısmı sesi azaltmak üzere akustik sprey ile dolduruyor. A sütunları ve tavan raylarının üst kısmındaki üç boyutlu ve bükümlü ultra yüksek dayanımlı çelik borular da otomobil tarihinde ilk defa uygulanan yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Hafif yapı prensibini desteklemek üzere arka zeminde, arka ısı duvarında ve B sütunlarında alüminyum pres levhalar kullanırken ön zemin panellerinde de karbon fibere yer veriliyor.
Dünya otomotiv tarihinde bir ilk; Ablasyon Döküm Teknolojisi
Dökme alüminyum parçalar, ön ve arka süspansiyon ile arka Sport Hybrid Power Unit’te kullanılan yüksek rijitlik seviyesine sahip montaj noktaları gövde rijitliğini destekliyor. Üstün sürüş dinamiklerini tesis etmek üzere ön ve arka gövde uzantılarını kısa tutarken aynı zamanda olası bir çarpışma anında güvenliği sağlayacak burulma bölgelerini oluşturmak mühendisleri en çok zorlayan konulardan biri oldu. Honda mühendisleri bu sorunu tamamen yeni bir uygulama olan ve Honda mühendisleri tarafından Alotech işbirliği ile geliştirilen ablasyon döküm teknolojisi ile aştılar. Otomotiv tarihinde dünyada bir ilk olan uygulama, özellikle ön ve arka burulma bölgelerindeki birleşim yerlerinde kullanılıyor. Ablasyon döküm, kum püskürtme alüminyum bileşenin hassas su jetleriyle hızlı bir şekilde soğutulmasıyla elde ediliyor. Ablasyon döküm elemanları Honda’nın Ohio’da bulunan ve dünyada ablasyon döküm teknolojisini kullanan tek otomotiv üretim tesisi olan Anna Motor Fabrikasında üretiliyor.
Bu sisteme göre güvenlikten ödün vermeden sürücünün görüş alanını genişletmek üzere tasarlanan A sütunlarında 3 boyutlu bükme ve sündürme tekniği uygulanırken, sürücü ve yolcu tabanında karbon kullanılıyor. Şasi montajında ise 345 adet kendinden delici perçinler (SPR), 245 akıcı sondaj vidaları (FDS) ve 18 metre makaralı kanatlar da dahil olmak üzere özel gövde birleştirme teknolojileri kullanılıyor.
Şasi örneğinde olduğu gibi sağlam, dayanıklı ve en önemlisi hafif bir yapı elde etmek üzere gövde üretiminde de özel malzemeler ve üretim teknikleri kullanılıyor. NSX’in gövdesi kompozit ve alüminyum panellerden oluşuyor. Honda mühendislerinin NSX için özel olarak geliştirdiği sac kalıplama kompozit (SMC) de rijitlik için yüksek mukavemet sağlıyor. SMC adındaki plastik alaşımlı kompozit malzeme dayanıklılığıyla öne çıkarken yeni Honda NSX’in hafif yapı prensibini de destekliyor. Bunun dışında gövdenin pazı parçalarında alüminyum pres ve yüksek ısıya dayanıklı plastik paneller de kullanılıyor.
Sürücü ve sürüş odaklı kokpit
Yeni bir süper spor otomobil deneyiminin tamamlayıcı ve vazgeçilmez bileşeni olan sürücü odaklı kokpit NSX’in önemli özellikleri arasında yer alıyor. İlk nesil NSX’in en güçlü yönlerinden biri olan kusursuz ergonomi, yeni Honda NSX’te daha da geliştirildi. Ayrıca, mükemmel Honda işçiliğinin gelmiş olduğu en son noktayı temsil eden NSX, konfor, kalite ve ileri teknolojiler sunmak üzere tasarlanırken bütün bu yapı, modern ve yalın bir tasarımla görsel bir şölene dönüşüyor.
Aracın sürücü koltuğuna oturduğunuz andan itibaren sürücü odaklı tasarımıyla sizi adeta saran kokpit oldukça etkileyici. Spor koltukların yapısı ve ergonomisi üst düzeyde.
Kaliteli malzemelerle bezenen kokpit üst düzey işçilik kalitesiyle mükemmeliyetçiliğin en iyi örneklerinden birini gözler önüne seriyor. Deri ve alkantara gibi kaliteli malzemelerin hakim olduğu kokpitte alüminyum aplikasyonlar sportiflik vurgusunu arttırırken sürücü ve beraberindeki yolcuyu çevreleyen tüm materyaller de yüksek kalite algısıyla dikkat çekiyor. Güçlü yan destekleriyle vücudu saran koltuklar dışında konsol ve kapı panelleri de sürücü ve yolcuya ek yan destek sağlıyor.
Hafif yapı prensibine uygun olarak iskeleti alüminyumdan üretilen koltukların başlıkları pist sürüşü göz önünde bulundurularak kaskla kullanıma uyumlu olarak tasarlandı. Sportif tasarımlı direksiyon tarafından perdelenmeyen ve okunaklı yapısıyla sürücüye ihtiyacı olan bütün bilgileri aktaran gösterge paneli, bünyesinde barındırdığı teknolojiyi kullanıcıya en iyi şekilde aktarıyor.
Direksiyon arkasındaki gösterge panelinin merkezini dolduran 8 inç büyüklüğündeki bilgi ekranı sürücüye navigasyon da dahil sürüşle ilgili gerekli olan bütün bilgileri aktarıyor. Güncel Honda modellerinin tamamında olduğu gibi yeni Honda NSX’te de bilgi ve eğlence sistemi HondaConnect kullanıma sunuluyor. HondaConnect, Apple CarPlay ve Android Auto desteği ile üstün bağlanabilirlik çözümlerini beraberinde getiriyor. Sekiz adet hoparlör ve güçlü bir subwooferdan oluşan dokuz hoparlörlü 580 watt ELS Studio® Premium ses sistemi, NSX için benzer sistemlere kıyasla daha hafif şekilde tasarlandı.
HondaConnect, 7 inç büyüklüğündeki kapasitif dokunmatik ekranıyla orta konsolu domine ederken, hemen altında ise çift bölgeli klima paneli ve alt bölgede ise sürüş modlarını değiştirme imkanı tanıyan Integrated Dynamics System kumanda düğmesi, koltuk ısıtma butonları, elektronik vites seçimi düğmesi, elektronik el freni düğmesi ve iki adet saklama gözü bulunuyor. Konsoldaki saklama alanları dışında koltukların arkasında 110 litrelik bir saklama gözü de yer alıyor.
Dijital kadran paneli, orta konsolu dolduran büyük boy dokunmatik ekran, konsolun alt kısımları ve ayak bölgesi de dahil kokpitin bazı bölgeleri motorun çalıştırılmasıyla birlikte LED aydınlatma ile aydınlatılıyor.
Otomobil ile sürücü arasındaki bağı sağlayan direksiyon sistemi hem çok rahat kavranıyor hem de sürücüye güvenli bir şekilde otomobile hükmetme imkanı sunuyor. Alt ve üst kenarı düz tasarlanan direksiyon 9:15 ve 10:10 pozisyonlarındaki tutma yerleriyle sportif sürüşleri destekliyor, sürücünün vites değiştirme kulakçıklarına erişimini kolaylaştırıyor.
Aktif Ses Kontrolü (ASC), Emiş Sesi Kontrolü (ISC) ve Aktif Egzoz Supabı (AEV) olmak üzere üç gelişmiş ses modülasyon teknolojisini kullanan yeni nesil Honda NSX’in iç mekanı kişiselleştirilebilir sürüş deneyimi fikrini destekliyor. Bunlar, sürüş stilini yansıtan ayarlanabilir bir kabin sesi deneyimi sunmak için NSX’in sürüş modları (Integrated Dynamics Sistemleri) ile birlikte çalışıyor. Tercih edilen sürüş moduna bağlı olarak egzoz sesi değişiyor.
Performans
Düşük ağırlık merkezi ve NSX’in geneline hakim olan hafif yapı prensibine sadık süspansiyon sistemi üstün sürüş dinamiklerini beraberinde getirirken, yeni nesil Honda NSX yol kullanımı ile pist kullanımı arasında mükemmel bir denge vaat ediyor. Sınıfının en düşük ağırlık merkezine sahip olan yeni Honda NSX bu sayede hızlı yön değişikliklerinde oluşabilecek ani ağırlık transferlerinin önüne geçiyor. Böylece sürücü istenmeyen gövde salınımlarından uzak, üstün yol tutuş dinamiklerinin keyfini sürebiliyor.
Tıpkı öncüsü gibi yeni nesil Honda NSX’te de alüminyum bağımsız ön ve arka süspansiyon görev yapıyor. Önde çift bağlantılı ve arkada çok kollu süspansiyon sistemi üstün sürüş dinamikleri ve yol tutuşu beraberinde getiriyor. Hassas çalışan geri bildirimi yüksek direksiyon sistemi, küçük direksiyon hareketlerine gecikmeden yön değişikliği ile cevap verirken gelişmiş süspansiyon sistemi yön değişikliğini büyük bir sadakatla yerine getiriyor.
Elektrikli direksiyon sistemi biri Quiet ve Sport, diğer Sport+ ve Track sürüş modları olmak üzere iki farklı ayar sunuyor.
Üçüncü nesil aktif sıvı dolgulu manyetik amortisörler (MR) sürüş konumu, sürücü tepkileri ve yol koşullarına saniyeden daha kısa bir süre içerisinde uyum sağlıyor. Amortisör içerisinde sıvı dolguda mikroskobik metal partiküller bulunuyor. Elektrik verilmesiyle aktif hale gelen sıvı amortisörler, sertliğini ve tepkilerini değiştirebiliyor. Çoğu MR tipi amortisörde sıvı yoğunluğunu ayarlamak için bir supap kullanılırken, Honda, NSX’in amortisörlerinde daha hızlı tepkime için supapsız bir yapı tercih ediliyor.
Yeni Honda NSX özel olarak tasarlanan jant ve lastiklerle yola tutunuyor. Hafif alaşım jantları önde 245/35ZR-19 ve arkada 305/30ZR-20 ebatlarında NSX için özel olarak geliştirilen Continental ContiSport Contact yüksek performans lastikler çevreliyor. Yüksek performans ile günlük kullanım arasında ideal bir denge sunan lastikler gerek ıslak, gerekse kuru zemin koşullarında yola maksimum tutuş sağlıyor.
Hızlı ve etkin bir kalkışı destekleyen Launch Mode Control özelliğinin aktif hale gelebilmesi için 9DCT şanzımanın Drive veya manuel modunda olması ve Integrated Dynamics System’inin Track modunda olması gerekiyor. Launch Mode Control özelliğiyle kalkış için bir ayağın fren ve bir ayağın gaz pedalına basılı olması gerekiyor. Sistem sürücünün ayağını fren pedalından kaldırmasıyla aktif hale geliyor ve Honda NSX, sistem gücünün tamamını kullanarak bir ok gibi fırlıyor. Bilinen tüm araçlarda Launch Mode Control özelliği peşpeşe kullanımda belirli bir sayıdan sonra kendisini dinlenmeye alırken, Honda NSX’te böyle bir sınır yok ve dilediğiniz kadar bu özelliği arka arkaya kullanabiliyorsunuz.
Gücü kontrol atına almak ve sürüş güvenliğini sağlamak üzere fren sistemini destekleyen electro-servo fren sistemi (ESB), gerek düşük hızlardaki günlük kullanımda, gerekse de yüksek hızlardaki pist kullanımında sorunsuz ve etkili bir fren performansı sağlıyor. Önde 381 mm ve arkada 361 mm çapında yüksek performanslı ve hafif karbon seramik diskler opsiyon olarak sunuluyor. Söz konusu diskler standart disklere oranla toplamda 23,5 kg ağırlık tasarrufu sağlıyor.
Yeni Honda NSX, Integrated Dynamics System adı altında; Quiet, Sport, Sport+ ve Track olmak üzere farklı sürüş modları sunuyor. Sistem tercih edilen sürüş moduna bağlı olarak gaz, direksiyon, fren, araç denge kontrolü, adaptif amortisörler, motor, şanzıman ve Sport Hybrid SH-AWD güç ünitesi olmak üzere araca ait tüm sistemlerin tepkilerini ayarlıyor.
Sakin bir sürüş sunan Quiet Modu kabin sesini minimize ederken motor devri 4000 d/d ile sınırlandırılıyor ve şanzıman daha alt devirlerde yumuşak bir şekilde vites değiştiriyor. Göstergeler ise dingin bir mavi ile aydınlatılıyor. Sport Modu ile birlikte 4000 d/d sınırlaması devreden çıkıyor. Motor tepkileri artarken, vites geçişleri hızlanıyor. Aktif Egzoz Supabı aktif hale gelirken kabin içerisindeki motor hava emiş ve egzoz sesi artıyor. Quiet Modunda olduğu gibi, Sport Modunda da idle-stop fonksiyonu devreye giriyor. Gösterge paneli ise beyaz renk ile aydınlatılıyor. Sport+ modu gaz tepkilerini daha da arttırırken, eşzamanlı olarak vites değişimlerini de hızlandırıyor. Sistem, motor işletim sistemi, adaptif amortisörler, elektrikli direksiyon motor emiş ve egzoz sesi de dahil otomobili her yönüyle hassas olacak şekilde ayarlıyor. Göstergeler ise sarı renk ile aydınlatılıyor. Track Modu araca ait tüm parametreleri pist kullanımı için optimize ediyor ve yeni Honda NSX’in gerçek performansının açığa çıkmasını sağlıyor. Launch Mode Control özelliğini de aktif hale getiren mod, sürücü ve beraberindeki yolcunun kask takmış olduğunu göz önüne bulundurarak kabin içinde egzoz sesini daha artırıyor. Sürücü bu modda VSA’yı tamamen devreden çıkartabiliyor.
Sıra dışı bir süper otomobil
Honda tarafından tamamen yeni bir süper spor otomobil deneyimi sunmak üzere geliştirilen Honda NSX’in Sport Hybrid güç ünitesi Japonya Tochigi’de, gövde, şasi, elektronik, iç mekan ve diğer araç teknolojileri Ohio Raymond’da geliştirildi. NSX’in tasarımının ilk aşaması Honda’nın Japonya Wako’daki tasarım stüdyosunda başlarken, proje tasarımının tamamlanması ise ABD’nin Los Angeles şehrinde, Honda Dizayn Stüdyosu’nda gerçekleşti.
Yeni Honda NSX dünyanın farklı noktalarında yapılan yol testleriyle geliştirilirken pist testleri ise Alton, Virginia’da bulunan Virginia International Raceway, Almanya’daki Nürburgring ve Japonya’nın kuzeyinde bulunan Honda’nın kendi test pisti Takasu’da gerçekleştirildi.
Yeni Honda NSX’in üretimi ise Marysville, Ohio’da bulunan yeni Honda Performans Üretim Merkezi’nde (Performance Manufacturing Center – PMC) gerçekleştiriliyor. PMC Fabrikasında 70’i gövde imalatı, boya, montaj ve kalite kontrol konusunda uzman olmak üzere toplam 100 kadar çalışan bulunuyor.
3,5 litre hacimli Twin Turbo beslemeli V6 silindirli motoru ise sekiz uzman teknisyen tarafından markanın Ohio’da bulunan Anna Motor Fabrikasında üretilirken dokuz kademeli çift kavramalı otomatik şanzıman 9DCT ve Direct Drive Motor da yine Anna Motor Fabrikasında üretiliyor ve doğrudan Performance Manufacturing Center’a gönderiliyor.
Yazı: Önder Canözer Fotoğraflar: Honda
Mekan: Intercity İstanbul Park