CARMEDYA.COM – Volvo Cars, şık tasarımı, sürdürülebilir iç tasarımıyla CMA araç platformunda üretilen ve tarihte sadece tamamen elektrikli olarak tasarlanan ilk Volvo modeli, yeni ve tamamen elektrikli C40 Recharge’ı özel bir lansmanla sundu.
Volvo C40 Recharge, özel tasarlanan dijital bir görsel şov eşliğinde Volvo Car Turkey Genel Müdürü Magnus Boman, Volvo Car Turkey Pazarlama, PR ve Tüketici Deneyimi Direktörü Melike Peksel, Volvo Car Turkey Ticari Operasyonlar Direktörü Sinan İşgüder, Volvo Car Turkey Ürün ve Fiyatlandırma Müdürü Özge Gücükoğlu’nun katıldığı X Media Art Museum’daki lansmanda tanıttı.
C40 Recharge, 2025 yılına kadar, küresel satış hacminin yüzde 50’sinin tamamen elektrikli otomobillerden ve geri kalanının ise hibrit modellerden oluşmasını; 2030 yılında ise satılan tüm otomobillerin tamamen elektrikli olmasını hedefleyen Volvo Cars için önemli bir role sahip. Volvo Cars, C40 ile 2030 yılına kadar yalnızca tam elektrikli otomobil satma hedefine giden yolda bir adım daha atıyor. C40 Recharge, daha yere yakın ve daha şık bir tasarımıyla bir Crossover’ın sağlayacağı tüm avantajları sunuyor ve bütün otomobil kullanıcılarının tam elektrikli otomobillere geçişini sağlama amacını taşıyor.
C40 Recharge’ın Volvo’nun geleceğini temsil ettiğini söyleyen Volvo Car Turkey Genel Müdürü Magnus Boman, “Yeni ve tamamen elektrikli C40 Recharge sadece teknik özellikleriyle değil aynı zamanda tasarımıyla da geleceğe bakış açımızın önemli bir parçası. 2040 yılına kadar tamamen döngüsel bir iş modeline geçmeyi planlayan bir otomobil şirketi olarak 2025 yılına kadar yeni Volvo otomobillerindeki malzemenin yüzde 25’inin geri dönüştürülmüş ve bio-tabanlı içerikten oluşmasını hedefliyoruz. C40 iç tasarımında, Nordico kullanılarak üretilen ve başka hiçbir deri döşeme seçeneği sunulmayan ilk otomobilimiz” dedi.
Yeni tasarım çizgisini yansıtıyor
İklim nötr hedefine adım adım yaklaşırken tasarımdan ödün vermeyen Volvo Cars’ın tamamen elektrikli modeli C40 Recharge, konforlu bir sürüş keyfi sunuyor. Otomobilin arkası, alt tavan çizgisiyle uyumuyla ön plana çıkarken, yeni ön tasarımı ise elektrikli Volvo’lar için yeni bir yüz sunuyor ve en son piksel teknolojisine sahip farlar dikkat çekiyor.
İçeride, pek çok Volvo sürücüsünün tercih ettiği yüksek bir oturma konumu sağlayan C40 Recharge, kendine özgü bir dizi renk ve dekor seçeneğiyle birlikte sunuluyor. C40 ayrıca, içerisinde hiç deri materyal kullanılmayan ilk Volvo modeli. Volvo Cars, uzun bir süredir deriden arındırma hedefinin bir parçası olarak, otomobil endüstrisinde kullanılan birçok malzeme yerine kullanılabilecek, yüksek kalitede, sürdürülebilir kaynakları araştırıyor. Volvo Cars kullanıcılarına, deri iç mekân seçenekleri yerine, biyolojik bazlı ve geri dönüştürülmüş kaynaklardan üretilen, yüksek kaliteli sürdürülebilir malzeme alternatifleri sunuyor. Volvo Cars tarafından üretilen yeni bir iç malzeme olan Nordico da buna bir örnek niteliği taşıyor. İçeriği; pet şişeler gibi geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılan tekstiller, İsveç ve Finlandiya’daki sürdürülebilir ormanlardan elde edilen biyolojik nitelikli malzemeler ve içecek endüstrisinden geri dönüştürülmüş mantarlardan oluşan Nordico ile birinci sınıf iç tasarımda yeni bir standart belirleyen Volvo Cars’ın ilk kez Nordico ile üretilen ve başka hiçbir deri döşeme seçeneği ile sunulmayan otomobili C40 oldu.
C40 Recharge’da, XC40 Recharge’da olduğu gibi, Google ile ortaklaşa geliştirilen ve Android işletim sistemini temel alan, piyasadaki en iyi bilgi-eğlence sistemlerinden biri bulunuyor. Kullanıcılarına Google Haritalar, Google Asistan ve Google Play Store* gibi yerleşik Google uygulamaları ve hizmetleri sunuyor.
Yenilenebilir kaynakların kullanımına imkan tanıyan model
Volvo C40 Recharge için yapılan yeni Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) raporunun gösterdiği gibi, elektrikli bir Volvo’nun üretiminde ve şarjında temiz enerji kullanılması, CO2 açısından büyük fark yaratıyor. Bir C40 Recharge, rüzgâr enerjisi gibi temiz enerjiyle şarj edildiğinde, otomobilin CO2 yaşam döngüsü etkisi geleneksel, içten yanmalı motorlu bir Volvo XC40’ın yarısından daha az. Fosil yakıtlardan üretilen elektrikle şarj edildiğinde, bu fark çok daha küçük oluyor. C40 Recharge LCA raporu, içten yanmalı motorla çalışan bir XC40 kompakt SUV’da 59 ton olan yaşam döngüsü CO2 ayak izinin, temiz kaynaklardan üretilen elektrikle şarj edildiğinde 27 ton CO2’ye düştüğünü gösteriyor.
Bununla birlikte, C40 Recharge ortalama küresel enerji karışımı kullanarak şarj edildiğinde (yaklaşık yüzde 60’ı fosil yakıtlardan üretiliyor), otomobilin yaşam döngüsü CO2 tonajı 50 tona kadar çıkabiliyor ve geleneksel olarak çalışan bir araca kıyasla çevresel kazanımları önemli ölçüde azaltıyor.
Yeni C40, Türkiye pazarında iki farklı Recharge Twin ve Recharge motor seçenekleri ile sunuluyor. P8 olarak adlandırılan versiyonda kullanılan Recharge Twin motor tipinde, biri önde ve diğeri arka aksta olmak üzere, yaklaşık 40 dakikada yüzde 80’e kadar hızlı şarj edilebilen, 78 kWh pil ile çalışan elektrik motorlarından oluşuyor. Zaman içinde kablosuz yazılım güncellemeleriyle gelişmesi beklenen tahmini menzil ise yaklaşık 450 km. Bu versiyondört tekerden çekiş sistemine sahip ve 0-100 km/s hızlanmasını 4.7 saniyede gerçekleştiriyor.
Önden çekişli ve P6 olarak adlandırılan versiyonda ise tek motor yer alıyor. Bu versiyon, 69 kWh pili ve WLTP sürüş döngüsü kapsamında tek bir şarjla 438 kilometreye kadar menzil sunuyor ve aracın 0-100 km/s hızlanması 7.4 saniyede gerçekleşiyor. Pil, hızlı şarj sisteminde, yaklaşık 28 dakikada kapasitesini yüzde 10’dan yüzde 80’e kadar şarj edebiliyor.
Modelin bataryasını 3.5 kW ile 150 kW aralığındaki tüm şarj tiplerinde doldurabiliyorsunuz.
Belçika’nın Gent kentindeki Volvo Cars üretim tesisinde üretilen C40 Recharge’ın P6 motoru 3 Kasım itibariyle 1 milyon 710 bin 264 TL’den; P8 motoru ise 1 milyon 880 bin 146 TL’den başlayan fiyatlarla Türkiye’de satışa sunuldu. Tüm dünyada olduğu gibi satış süreci Türkiye’de online olarak gerçekleştiriliyor.
İlk sürüş
Basın toplantısının ardından yaklaşık üç saat boyunca İstanbul yollarında kullanma ve yakından inceleme bulduğum araçta beni en çok etkileyen anahtarsız çalıştırma sistemine yeni bir yorum getirilmiş olması. Aslında XC40 Recharge ile başlayan bu yenilikçi teknolojide aracı çalıştırmak için fiziksel bir anahtar girişi veya düğmesi bulunmuyor. Anahtar cebinizdeyken aracın sürücü koltuğuna oturduğunuzda vitesin konumunu D’ye getirmeniz aracın çalışması için yeterli. P konumuna alıp kapıyı açtığınızda ve kotuktan kalktığınızda araç çalışmayı durduruyor. Eğer aracın içerisindeyken durdurmak isterseniz orta ekrandan güç kapatmayı seçebilirsiniz.
Elektrikli araçlara özgü sessiz sürüş deneyimi konforu önemli ölçüde artırıyor ve P6 versiyonu kullanıyor olmama rağmen yine elektrikli araçlara özgü kalkış anından itibaren maksimum gücü kullanabildiğimiz için ara hızlanma değerleri oldukça başarılı. Özellikle hızlanma sırasında diğer elektrikli modellerden daha farklı ve tiz bir akım sesi duyuluyor olması da beğendiğim özellikler arasında.
Koltuklar ve ön panel tasarımı son derece ergonomik. Görüş açısı sportif coupe tarzı eğimli tavan yapısı ve kalın C sütunları nedeniyle arka çaprazlarda biraz kısıtlansa da 360 derecelik kamera park ve manevralarda size büyük kolaylık sağlıyor.
Üç farklı temaya sahip gösterge paneli sade, yalın ve işlevsel arayüzü ile gözü yormuyor ve takibi kolay. Orta konsolda yer alan büyük bilgi-eğlence ekranında ise arayüz bir cep telefonu ekranındaki menüler ile benzer tasarıma sahip. Sanırım bu tasarım ile yeni teknolojilere geçişte herkes için kolaylık sağlanmaya çalışılmış.
Kokpit ve genel tasarımda Volvo’nun geleneksel sadelik ve yalınlığı ön planda tuttuğu İskandinav tasarımının etkilerini görüyoruz.
Bagajda şarj kablolarının bulunduğu alanın üzeri setparatör ile kapanarak düz bir yükleme eşiği oluşturulması akıllıca bir çözüm. Bagajdan arka koltuklara erişimin sağlanabildiği kapak sayesinde uzun ve ince eşyaları da taşıma imkanınız var. Bu arada önde ise içten yanmalı motor olmaması sayesinde kazanılan yerde 31 litrelik Frank adı verilen kapaklı eşya koyma gözü yer alıyor. Bu bölüme şarj kablolarınız da koymanız mümkün.
Kısa sürüş sırasında genel bilgiye ek olarak araçla ilgili ilk izlenimlerim bu şekilde. Detaylı incelemeyi ise daha uzun bir sürüş imkanı yakaladığım zaman sizlerle paylaşıyor olacağım.
Yazı: Önder Canözer & Mekan: X Media Art Museum / İstanbul