Güney Koreli otomobil üreticisi Hyundai, üst sınıftaki çarpıcı modeli Genesis ile övgüleri almaya devam ediyor. Markanın son yıllarda geçirdiği evrime dikkat çeken ve Türkçe anlamı “Yaradılış” olan Genesis, Hyundai’nin en prestijli modeli olarak üst sınıftaki güçlü rakiplerine meydan okuyor.
İlk kez 2007 yılındaki New York Otomobil Fuarı’nda konsept olarak sergilenen Genesis’in yollara çıkışı ise 2008 yılında gerçekleşti.
Modern çizgileri ve teknolojik özellikleriyle dikkat çeken Genesis’in üretilebilmesi için 23 ay süren bir çaba ve 500 milyon dolar yatırım gerçekleşmiş.
Büyük tasarlanan ve geriye doğru çekik formlu far bloğu otomobilin uzakdoğuya ait olduğunu simgelerken, gösterişli ön tampon, keskin formlu sis farları yüksek tasarlanan kaput ile birlikte güçlü motoru simgeliyor. Krom malzemeyle öne çıkan farklı ızgara tasarımı ise sanırım aracı gören herkesin bakışlarını ilk olarak çevirdiği bölüm olarak öne çıkıyor. Mercedes modellerini anımsatan ön ızgara araca prestij duygusunu da beraberinde getiriyor.
4975 mm uzunluğa ve 1890 mm genişliğe sahip Genesis, bu ölçüleri sayesinde hem rakiplerinden daha uzun olmayı hem de geniş bir iç mekan hacmi sunmayı başarıyor.
Dış tasarımdaki elit görünümü iç mekanda da bulmak mümkün. Aracın iç mekanında kullanılan malzemeler yüksek kalitesi ve başarılı işçiliğiyle oldukça etkileyici. Çift renkli tasarımda deri malzeme en çok tercih edilen unsurların başında geliyor. Direkdiyon ve orta konsolda deri, kaliteli plastik, krom ve ahşap malzemenin uyum içinde kullanılması gerçek anlamda prestij duygusunu yansıtmayı başarıyor.
Tamamen konfor odaklı tasarlanan iç mekanda yükseklik ve derinlik ayarlı direksiyon simidinin konumunu elektrikli bir joystick yardımıyla kolayca ayarlayabiliyorsunuz. 2936 mm’lik aks mesafesi sayesinde önde ve arkada oldukça cömert bir diz ve baş mesafesi sunan Genesis’in benim en çok beğendiğim özelliklerinden bir özellikle gece sürüşlerinde tavan lambasının yanlarında yanan hafif mavi ışıl veren bölüm oldu. Aracın içindeki kalite duygusunu doruğa çıkarmak için bence en doğru ışık seçimi diyebilirim.
Kolay okunan ve gözü yormayan gösterge paneli dışında araçla ilgili tüm bilgileri orta konsolun üzerindeki dijital ekran aracılığıyla kontrol edebiliyorsunuz. Bu ekrandan aynı zamanda ön tamponun her iki yanında ve arkada bulunan kameralardan alınan görüntüleri de takip edebiliyorsunuz.
Genesis’in eğlence sistemi Audi, BMW ve Mercedes’de de karşılaştığımız bir kumanda bölümü ile kolayca kontrol edilebiliyor. Bu sınıf bir otomobili özel şoför ile kullanmak isteyenler de dikkate alınarak, eğlence sistemi kumandasının bir benzeri de arka koltukların ortasındaki kol dayama yerinin içine gizlenmiş.
Gereksiz detaylardan kaçınılan orta konsolda ihtiyacınız olan her düğme dikkatiniz dağıtmadan bu kontrolleri kullanabilmeniz amacıyla dijital ekranın alt kısmındaki bölüme yerleştirilmiş. Genesis’in koltuk tasarımları da sınıfına yakışıyor. Sürücü ve yolcuları uzun mesafelerde dahi yormayan koltukların yanal destekleri de yeterli düzeyde. Otomobilin tek bir dokunuşla açılan ve yine tek dokunuşla otomatik olarak kapanan bagaj kapağı da yükleme sıkıntısını ortadan kaldırıyor.
Genesis ülkemizde tek motor ve donanım seçeneğiyle satılıyor. Otomobilin motor kaputunun altında V tipi altı silindire sahip 3.8 litrelik benzinli bir ünite görev yapıyor. Aracın 3778 cc hacmindeki motoru 6200 devirde 290 HP güç ve 4500 devirde 365 Nm tork sağlıyor.
6 ileri otomatik şanzıman ile kombine edilen motor, 1730 kg. ağırlığındaki aracı çekmekte zorlanmıyor. Arkadan itişli motor sürüş keyfini ve performansı arttırıyor.
Otomatik şanzımanın geçişleri Hyundai’nin diğer modellerine göre daha başarılı ve seri kullanıma olanak tanıyor. Geçişleri hissettirmeyen şanzıman konfora da olumlu etki yapıyor.
Sıfırdan 100 km/s hıza sadece 7 saniyede çıkabilen Genesis, bu ağırlıktaki bir araçtan beklenmeyen performansıyla etkileyici sonuçlara imza atıyor.
En fazla 210 km/s hıza ulaşabilen otomobilin tek dezavantajı ise yakıt tüketimi diyebilirim. 100 kilometrede ortalama 9.5 litre yakıt tüketen Genesis’de bu oran kullanıma bağlı olarak 12.0 litreye kadar çıkabiliyor.
Başarılı süspansiyon sistemi sayesinde yoldan gelen darbeler iç mekana iletilmezken, ses yalıtımının başarısı iç mekanda konforu arttırıyor.
Sert girilen virajlarda ve ani manevralarda bir parça yana yatması nedeniyle tedirgin eden Genesis, özellikle ESP sisteminin kararlı tepkisi nedeniyle kolay kolay yoldan çıkaramayacağınız türden bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Ancak ESP kapatıldığında yüksek güç dikkate alınacak olursa kaygan zeminde spin atmanız an meselesi.
Aracın sürücü tarafındaki dikiz aynasının çift açılı olmaması bence en büyük eksiklik. Bu sınıf bir otomobil için kör nokta problemi yaşatan bir ayna yakışmıyor.
Hyundai’nin bu konuda ciddi bir kaza yaşanmadan ayna sorununu çözmesi gerekiyor.
Yazı: Önder Canözer
Fotoğraf: Zeynep Zeren
Detaylı haber, teknik özellikler ve fotoğraflar için Carmedya’nın Kasım 2010 sayısını indirin…