Pick-up sınıfının önemli oyuncularından Ford Ranger, sahip olduğu sürüş özellikleri ve zengin donanımıyla pazardaki en iddialı modeller arasında yer alıyor.
Yeni jenerasyonu için geri sayımın başladığı Ranger, hafta içi iş, haftasonu ise doğaya küçük bir kaçamak yapmak isteyenler için ideal bir 4×4 olarak karşımıza çıkıyor.
Ford tarafından ilk başta sadece ABD pazarı için üretilen ancak gelen talepler nedeniyle küresel anlamda da şatışlarına başlanan Ford Ranger, Mazda’nın BT-50 modeliyle aynı platformdan yükseliyor. Ranger, ülkemizde 4×2 ve 4×4 versiyonları ve tek ve çift kabin olarak satışa sunuluyor. Testimize konuk olan Wildtrak versiyonu ise ürün gamının en güçlü ve donanımlı üyesi olarak karşımıza çıkıyor.
Ranger Wildtrak, krom ön ızgara, büyük far bloğu, gösterişli tampon ve büyük sis farlarıyla küt bir burun ve 4×4 araçlara özgü heybetli bir görünüme sahip.
Krom tavan rayları ve yan aynalar ile yan tarafta bulunan hava girişleri agresif görünüme sportif bir katkı yapıyor. Aracın kapılarında yazan Wildtrak logosu ise motor kaputunun altındaki gücü işaret ediyor.
4620 mm uzunluğa, 2037 mm genişliğe ve 1479 mm yüksekliğe sahip araç, sınıfının büyük hacimli modelleri arasında yer alıyor. 1530 mm uzunluğa, 1456 mm genişliğe ve 465 mm. derinliğe sahip kargo bölümü ise ticari açıdan yeterli kapasiteyi sunuyor. Kargo bölümünün üzerinde Armadillo adı verilen krom görünümlü sürgülü ve kilitli bir kapak bulunuyor ve bu kapak araca estetik bir görünüm kazandırıyor.
Aracın arka bölümü ise yanlarda büyük tasarlanan stop lambaları ve yine kromaj bagaj kilidi ile sportif görünümü destekliyor.
Ranfer’ın arka bölümünü görmeyen biri bu aracın rahatlıkla SUV sınıfına ait olduğunu düşünebilir. SUV sınıfına özgü modern tasarım gerçekten etkileyici.
Aracın iç mekanında ise sert plastik görünümü biraz bozsa da ön panel ve orta konsolun tasarımını beğendim. Büyük tasarlanan dört kollu direksiyon simidi ele iyi oturuyor ve tepkilerinde son derece hassas.
Gösterge panelinde gereksiz ayrıntılardan kaçınılmış. Sade ve kolay okunabilen bir gösterge paneline sahip olan Ranger’da orta konsolun tepesinde yan yana üç daire içinde düşey eğim, pusula ve yanal eğim göstergeleri bulunuyor. Bu bölümün altında metal görünümlü bir çerçeve içerisinde müzik ve klima sistemleri kumandaları bulunuyor. Orta konsol ve gösterge panelinin turuncu renkli aydınlatması gece sürüşlerinde adeta görsel bir şölen sunuyor. Orta konsolun en altında küçük eşyaları koymak için boş bir bölüm bulunuyor. Otomatik şanzımanın ön tarafında ise iki adet bardak tutucu yer alıyor.
Ranger Wildtrak, iç mekanda da kendisini deri ve kumaş karışımı çift renkli koltuklardaki Wildtrak logosuyla farkettiriyor.
Aracın dışındaki krom etki iç mekanda metalik pedallarla desteklenmiş.
Vites kolunun arkasında kalan bölümde ise aracın çekişini kontrol etmenize yarayan çevirmeli bir düğme bulunuyor. İhtiyaca göre gücü arka tekerlere veya dört tekere birden dağıtabiliyorsunuz.
Test aracımızın motor kaputunun altında 3.0 litrelik turbo dizel ünite görev yapıyordu. Aracın 2953 cc hacmindeki motoru 3200 devirde 156 HP güç, 1800 devirde 380 Nm tork sağlıyor.
Yüksek tork değeri aracın arazi performansınaı olumlu etkiliyor ve Ranger Wildtrak en zorlu arazi koşullarında bile çekişten düşmüyor.
Motor ve 5 ileri otomatik şanzıman uyumu yeterli düzeyde. Ranger Wildtrak ihtiyacınız olan gücü tam zamanında ve kararında verebilme özelliğiyle beğenimi kazandı.
Aracın 100 kilometrede ortalama yakıt tüketimi ise 10.2 litre olarak gerçekleşiyor.
Yazı: Önder Canözer
Fotoğraf: Berk Ertükel
Detaylı haber, teknik özellikler ve fotoğraflar için Carmedya’nın Kasım 2010 sayısını indirin…
