CARMEDYA.COM – Peugeot, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası (WEC) ve Le Mans 24 Saat yarışları için ürettiği yeni adrenalin makinası 9X8 Le Mans Hypercar’ı düzenlenen online bir etkinlikle tanıttı.
2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda (FIA WEC) 2 adet araçla mücadele edecek olan yeni 9X8 Le Mans Hypercar; 4 tekerlekten çekişli hibrit güç aktarma sistemiyle markanın yol ve yarış otomobillerine yönelik çevreye duyarlı performansını ifade eden Neo-Performance stratejisini yansıtıyor. 9X8 Le Mans Hypercar’ın arka kısmında Peugeot Hybrid4 500KW güç-aktarma sisteminin parçası olarak; 2,6 litre hacimli, bi-turbo, 90 derece açılı, V6 silindirli 500 kW (680 HP) gücünde motor yer alıyor. Hiper yarış otomobilinin bu gücünü, ön kısımda yer alan 200 kW motor-jeneratör ünitesi, yedi vitesli sıralı şanzıman ve batarya destekliyor.
Dayanıklılık yarışlarına göre şekillendi
9X8 Le Mans Hypercar; isminde yer alan 9 rakamına da ilham kaynağı olan, 1992 ve 1993’te Le Mans 24 Saat yarışlarını kazanan 905’in ve 2009’da Fransız Klasik Yarışı’nı kazanan 908’in varisi olarak öne çıkıyor. Otomobilin adında yer alan X de, Hypercar’da kullanılan dört tekerlekten çekiş teknolojisini ve markanın motor sporları dünyasındaki elektrikliye geçiş stratejisini somutlaştıran hibrit güç aktarma sistemini ifade ediyor. En sonda yer alan 8 rakamı ise markanın 208, 2008, 308, 3008 ve 5008 ile birlikte, Peugeot Sport Engineered etiketiyle donatılan ilk model olan 508 olmak üzere markanın güncel modellerinde kullandığı son rakamı temsil ediyor. Model; Peugeot Sport Teknik Müdürü Olivier Jansonnie sorumluluğunda çalışan geliştirme mühendislerinin ve Tasarım Müdürü Matthias Hossann liderliğindeki tasarım ekibinin ortak çalışmalarıyla oluşturuldu. Aynı zamanda 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda (FIA WEC) 2 otomobil olarak mücadele edecek olan 9X8 Le Mans Hypercar, FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve ACO (Automobile Club de l’Ouest) tarafından, dayanıklılık yarışlarının eski LMP1 kategorisinin yerini alan yeni Le Mans Hypercar (LMH) sınıfı yönetmeliklerine göre şekillendi. Yeni yönetmelikteki aerodinamiyle ilgili teknik kurallarda yapılan esneklikler ise tasarım ekiplerinin daha özgür çalışmasına ve yeni düşünce tarzlarının oluşmasına izin verdi. Markanın mühendis ve tasarımcı ekipleri, bu esneklikle birlikte tamamen yeni bir hiper otomobil üretmek için var olan kodlardan uzaklaşıp yeni yaratıcı süreçler geliştirdiler.
Aerodinami benzersiz görünümle şekilleniyor
9X8 LE Mans Hypercar’ın dış görünümündeki şekillendirilmiş jantlar, otomobilin düzenli, keskin ve dengeli yan hatlarına katkıda bulunuyor. Kanat havalandırmaları lastiklerin üst kısmını ortaya çıkarırken, kusursuzca gövdeye entegre edilen aynalar ise havanın otomobilin üzerinden akıp geçtiği izlenimine katkı sağlıyor ve aracın aerodinamiğini gözler önüne seriyor. Mrkanın ticari modellerinde olduğu gibi, 9X8’in ışık imzası da üçlü pençe görünümünü sergiliyor. Markanın yeni aslan başı logosu ise otomobilin ön ve yan kısımlarında alttan aydınlatmalı olarak uygulanıyor. Hem gövdedeki hem de kokpitteki selenyum grisi ve kontrast kriptonit asit yeşili/sarı vurguları, 508 ve 508 SW modelleriyle tanıtılan yeni Peugeot Sport Engineered renk şemasını yansıtıyor. Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “9X8 bir Peugeot. Buna bağlı olarak çalışmamıza yön veren orijinal taslaklar, hafifçe öne eğik kokpit dahil sıçramaya hazır büyük bir kediyi tasvir ediyor. 9X8’in genel hatları, markanın tasarım ipuçlarını ifade ederken, zarif formlar duygu ve dinamizmi yansıtıyor” şeklinde konuştu.
Kanatsız arka düzenlemeler, potansiyeli maksimuma çıkarıyor
Otomobilin büyük bir titizlikle işlenen arka tasarımında ise markanın pençe efektli ışık imzası yer alıyor. Stop lambaları da, üzerinde “Arka kanat istemedik” ibaresinin yazılı olduğu geniş bir difüzörü çevreliyor. Böylece ilk kez Le Mans 24 Saat yarışında Chaparral 2F aracında kullanılan arka kanatların varlığı, yarım yüzyıl sonra 9X8 Le Mans ile sorgulanmış oluyor. Bu kapsamda hiper otomobilin yenilikçi arka kısmı, Peugeot Sport’un mühendislik ekibi tarafından yürütülen araştırmalarla yeni bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Arka kanadın 9X8’de yer almaması, onlarca yıldır görülmeyen şık bir silueti tasarlama özgürlüğünü de beraberinde getiriyor.
Konuyu değerlendiren Peugeot Sport WEC Programı Teknik Müdürü Olivier Jansonnie, “Yeni Le Mans Hiper Otomobil yönetmelikleri, geleneksel performans artırıcı sistemlerin önemini ortaya koymak için hazırlandı. 9X8’i tasarlamak tutkulu bir deneyim oldu. Otomobilin performansını ve özellikle aerodinamiğini optimize etmek için yeni yollar icat etme, yenilik yapma ve keşfetme özgürlüğüne sahiptik. Yönetmelikler, arka kanadı belirtmeden yalnızca bir adet ayarlanabilir aerodinamik parçaya izin veriyor. Hesaplamalarımız, çalışmalarımız ve simülasyonlarımız yüksek performansın kanat olmadan da elde edilebileceğini ortaya koydu” ifadelerini kullandı. Stellantis Motorsporları Müdürü Jean-Marc Finot ise arka kanadın olmamasını yenilikçi bir adım olarak değerlendirerek, “Elde etmiş olduğumuz belli orandaki aerodinamik verimlilik sayesinde bu özelliği ortadan kaldırdık. Nasıl diye sormayın. Bunu mümkün olduğu kadar uzun bir süre bir sır olarak saklamaya niyetliyiz” dedi.
İç mekanda özgün tasarım
9X8’in dış tasarımı için gösterilen aynı özen, otomobil içerisinde de gösterildi. “Bugüne kadar tamamen işlev odaklı, özgün olmayan ve marka kimliği de olmayan yarış otomobili kokpitine özel bir yaklaşım getirmek istedik” sözleriyle kokpiti değerlendiren Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “Renk şemamız ve Peugeot’nun i-Cockpit iç tasarım imzasının birleşimi; 9X8’in kokpitine özgün bir görünüm kazandırırken, aracın iç mekan çekimlerinde hemen bir Peugeot olarak tanınmasını da sağladı” ifadelerini kullandı. Marka CEO’su Linda Jackson ise “Peugeot Design ve Peugeot Sport ekiplerini çok iyi tanıyorum ve her zaman kaliteli, yenilikçi işler üretiyorlar. Ama itiraf etmeliyim ki 9X8 beni büyüledi. Gerçekten de muhteşem. Yenilikçi, akıcı çizgilerinin bu kadar güçlü bir marka kimliği yayma şekli ustaca” şeklinde konuştu.
Hiper verimli hibrit güç-aktarma sistemi
Geçtiğimiz yılın eylül ayında, markanın dayanıklılık yarışlarının yeni Le Mans Hiper otomobil sınıfında yarışacağının açıklanmasının ardından, Paris yakınlarındaki Versailles’deki fabrikada 9X8’İn performansı üzerinde de yoğun çalışmalar devam etti. Bu kapsamda otomobilin arka kısmına Peugeot Hybrid4 500kW güç-aktarma sisteminin parçası olarak; 2,6 litre hacimli, bi-turbo, 90 derece açılı, V6 silindirli içten yanmalı bir motor konumlandırıldı. 500 kW (680 HP) üreten motor Nisan ayından bu yana testlere tabi tutuluyor. Otomobilin önünde ise 200 kW motor-jeneratör ünitesi, yedi vitesli sıralı şanzıman ve batarya yer alıyor. İleri teknolojiye sahip güçlü, 900 volt gibi yüksek voltajlı ve yüksek yoğunluklu batarya, Peugeot Sport ve TotalEnergies’in bir yan kuruluşu Saft işbirliği ile geliştirildi. Konuyla ilgili olarak “Enerji ihtiyaçlarımızı karşılarken kusursuz güvenilirlik ve kusursuz kontrol hedefledik,” diyen Stellantis Motorsporları Müdürü Jean-Marc Finot, “Le Mans, pite girme sayısına bağlı olarak kazanabileceğiniz veya kaybedebileceğiniz 24 saatlik bir yarış. Yeni hiper otomobilin yüksek enerji verimliliği, kısa bir süre sonra yol otomobillerinde göreceğimiz teknolojiyi önceden şekillendiriyor. 9X8’i geliştirirken güç-aktarma sisteminden aerodinamiğe kadar her yönüyle hiper verimlilik hedefledik” diye konuştu.
Le Mans, Peugeot için bir test ve laboratuvar alanı
Yeni 9X8; aerodinamik, mekanik ve elektronik verimliliğe ek olarak, markanın uzun yıllara dayanan dayanıklılık yarışları dünyasındaki mühendislik ve uzmanlığını da gözler önüne seriyor. Zorlu Le Mans 24 Saat yarışında otomobillerin katettiği mesafe, Formula 1’in tüm sezonunda kat edilen mesafeye yakın olarak 5 bin 400 kilometre boyunca sürüyor. Bu da verimlilik ve güvenilirliğin önemini ön plana çıkarıyor. “Peugeot’nun dayanıklılık yarışlarına katılımı, sportiflikten çok daha fazlasını bünyesinde barındırıyor” diyen Peugeot CEO’su Linda Jackson; “Dayanıklılık yarışı, bize Le Mans ile olan ilişkimizin neden bu kadar güçlü olduğunu anlatan olağanüstü bir laboratuvar. 24 saat boyunca zorlu koşullarla karşı karşıya kaldığımız bir yarı, teknolojimizin ve araştırma çalışmalarımızın sonuçlarını görmek için önemli bir fırsat sağlıyor. Bu fırsat yarış pistinde elde ettiğimiz sonuçlardan daha önemli. Le Mans, yol otomobillerimizin yakıt tüketimini ve emisyonları azaltmak için şu anda geliştirmekte olduğumuz hibrit sistemleri ve teknolojileri denemek için bize rekabetçi bir ortam sağlıyor. Peugeot Sport ekipleri araştırmaların seri üretimde kullanılmasından gurur duyuyorlar. Le Mans, müşterilerimiz için otomobillerin kalitesine tanıklık edebilecekleri bir laboratuvar” ifadelerini kullandı.