Buradasınız
Home > Güncel > Ekonomik Konfor: Renault Fluence 1.5 dCi Privilege

Ekonomik Konfor: Renault Fluence 1.5 dCi Privilege

Renault’nun, Megane Sedan ile yakaladığı başarıyı farklı bir boyuta taşımak amacıyla geliştirdiği Fluence ile ne kadar doğru bir karar verdiğini kısa dönemde gelen talepler yeteri kadar anlatıyor.

Adını 2004 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda sergilenen Fluence konseptinden alan otomobil, Türkiye’de üretilmesi bakımından da bizler için ayrı bir önem taşıyor.

Renault’nun Bursa’daki fabrikasında elektrikli versiyonu da üretilecek Fluence’ın 1.5 litrelik dCi motor kullanılan versiyonu testimize konuk oldu.

Her ne kadar farklı bir isim altında tamamen Megane tasarım konseptinden ayrı olsa da selefinin keskin hatları Fluence’da daha bombeli çizgilerle yumuşatılmış.

Önde büyük far bloğu, şişkin tasarlanan ön tampon dikkat çekse de ön bölümün tasarımı Megane ailesine oranla çok daha sade kalmış diyebilirim. Aracın ön bölümüne hareket katan unsurlar olarak motor kaputunun üzerindeki çıkıntı çeklindeki hatlar ve krom çerçeveli ön ızgara dikkat çekiyor.

Selefine göre artan hacmiyle öne çıkan Fluence, 4620 mm uzunluk, 2037 mm genişlik ve 1479 mm yükseklik değerleriyle neredeyse üst sınıf otomobillere yaklaşıyor.

Otomobilin arka bölümü ise öne göre daha dikkat çekici bir tasarıma sahip. Büyük tasarlanan stop lambaları, krom Fluence yazısı, tampona entegre sis farlarıyla, gösterişli tampon ilk balışta sportif bir etki yaratıyor.

Otomobil, dış boyutlarıyla orantılı bir şekilde geniş ve ferak bir iç mekana sahip. İç mekan tasarımı Megane modellerinden tanıdık öğelerle dolu. Sade ve şık tasarımda en büyük fark, orta konsolun üzerinde konumlandırılan TomTom navigasyon cihazının bu modelde uzaktan kumanda ile kullanılabilmesi. Bu sistem aracın kabininde ergonomik açıdan tek sıkıntı diyebilirim.

2702 mm’lik aks mesafesi özellikle arka bölümde çok cömert bir diz mesafesi sunuyor. 530 litrelik bagaj hacmi ise Fluence’ı sınıfının en geniş bagaj hacmine sahip otomobili yapmaya yetiyor.

Sade tasarım anlayışı sayesinde ön panelde ve orta konsolda bulunan tüm unsurlar kolaylıkla kullanılabiliyor.

Gösterge panelinin aydınlatması dozunda ve gözü rahatsız etmiyor. Yine yarı sert koltuklar uzun yolculuklarda sürücüyü fazla yormuyor ve yan destekleriyle konforlu sürüş imkanı sunuyor.

Anahtarsız çalıştırma sistemine sahip otomobilde kullanılan 1.5 litrelik dizel motor, 6 ileri kademeli manuel şanzıman sistemiyle kombine ediliyor.

4000 devirde 105 HP güç üreten motor, 2000 devirde 240 Nm tork sağlıyor. 186 km/s hız yapabilen Fluence 1.5 dCi, 0-100 km/s hızlanmasını ise 11.4 saniyede gerçekleştiriyor.

100 kilometrede ortalama 4.5 litre yakıt tüketen araçta bu değer, kullanıma bağlı olarak artış gösterebiliyor.

119 g/km emisyon değeriyle çevreci araçlar arasında yerini alan Fluence 1.5 dCi’de motor alt devirlerde cansız kalıyor ancak 2000 devirden itibaren gücünü göstermeye başlıyor.

Çok başarılı bir görüş alanı sunan otomobilde, çift açılı dış dikiz aynaları sayesinde kör nokta problemi yaşanmıyor.

Yüksek hızlarda yoldan gelen sesleri iç mekanda duymanız mümkün.

Renault Fluence, 1315 kg ağırlığındaki gövdesiyle 1461 cc hacmindeki dizel motorun performansı açısından büyük bir problem yaşamıyor.

Aracın sürüşe duyarlı direksiyon sistemi çok başarılı ve sizden gelen komutları gecikme olmaksızın lastiklere iletiyor. Bu da manevra ve park sırasında büyük kolaylık sağlıyor.

Sert girilen virajlarda yüksek gövde yapısı nedeniyle yana doğru yığılma eğilimi gösteren Fluence bu açıdan ilk başta tedirgin etse de, dengesini korumayı başarıyor.

Çok zorlandığında önden kayma eğilimi gösteren aracı başarılı ESP sistemi sayesinde yoldan kolay kolay çıkarmak neredeyse imkansız.

Otomobil önde hava kanallı disk ve arkada disk frenler ile başarılı ABS sistemi sayesinde 100 km/s hızda yapılan panik frende güvenlik sınırları içerisinde durmayı başarıyor.

Yazı: Önder Canözer

Fotoğraf: Berk Ertükel

Detaylı haber, teknik özellikler ve fotoğraflar için Carmedya’nın Ekim 2010 sayısını indirin…

Önder Canözer
1990 yılından bu yana dergi sektöründe her kademede görevlerde bulunan Önder Canözer, 2000 yılında Türkiye'de dijital otomobil yayıncılığını Mynet çatısı altında başlatmıştır. 2010 yılında kurduğu ve bugün Medicon Grup adını alan Medicon Yayıncılık ile Carmedya'yı hayata geçirmiş olan Canözer, bugüne kadar iki binden fazla aracın incelemesini gerçekleştirmiştir.

    Benzer yazılar

    Yukarı